Sen bırakıyorsun da bazen ipin ucunu; dünü, bugünü, yarını karıştırıp da birbirine çözülmez yumaklar gibi, bir orada bir burada, bir içinde, bir dışında, bir kalabalık, bir tek başına yaşayıp gidi..
Hayat; Yaşamak yerine Yamalı bir bohça gibi Yanımda taşıyorum seni Arada bir kaybedince içindekileri Sağda solda arayıp da sormam ondandır.....
Başladığı yerde bitiyor aslında farkında mısın...Aynı kelimelerden aynı cümleleri kuruyorsun ama hepsi başka bir dile ait. Duydukların beklediklerin aslında ama nedense anladıkların değil çoğu..
“Nereye” diye soruyor... “Bilmiyorum” diyorum buz gibi umursamaz bir sesle. Gerçekten bilmemek mi benimkisi yoksa tamamen umursamamak üzerine uydurulmuş güzel bir kılıf mı tüm bu söyledikle..
İngilizce dersini pek sevmezdim, yalan yok. Zorunlu olarak okutulduğu için mi (zorla yaptırılan hiçbir şeyden hazzedilmez ne de olsa), sanki türkçesini bir çırpıda çözüvermişim gibi matematikle fe..
Sabahları uykuyla uyanıklık arasında geçirdiğin, o “5 dakika daha” diyerek yaşadığın en tatlı düşlerinin içinde gelsin. Zorla kalktığın her günün başlangıcındaki o keyifsiz, asık suratlı, nemrut..
Hayat... Bir kelimeyi söylesen diğerinde takılıp kalıyor dilin. Bir soruyu cevaplasan bir diğer soru beliriyor peşisıra. Bir düşten uyansan bir başkasına dalıyor aklın. Her yaşamın izinde bir..
Bir eli aklında yaşamalı insan...Hani bazen yüreğinin yetmediği yerlerde, dilinin dönmediği, kelimelerin bilinmediği, sözün bittiği anlarda mesela, nefessiz kaldığında, kaskatı donduğunda acıdan v..
Hiç vazgeçmedin benden. Ben senden ne çok geçtim oysa... Yaşadığım hayalkırıklıklarının acısını senden çıkarıp adını kaç kez sildim belleğimden. Kendi hatalarımı kabul etmeyip, herşeyi senden..
Saatin sesiyle zaman ikiye bölünüyor yine. Hayat ikiye bölünüyor, ben ikiye...Bir yanımı uykunun o sıcacık koynunda bırakıyor aklım, düşlerimin peşinde...Diğer yanım söylenerek kalkıyor yataktan. ..
30’ lu yaşların ağırlığında geçiyor artık yaşam ama teğet geçerek, ama kurcalayıp didikleyerek...İst..