Gündelik hayatın üzerimizdeki zırhlarından, yüklerinden çocukluğumuzla o ince ayrıntılarla kurtulabiliriz..Çocukluğumda güzel anılarım gelir aklıma.. Yağ satarım bal satarım, saklanbaç, yakalam..
Hayallerimiz, şeffaf bir kağıdın üzerinde senaryosunu yazdığımız, var olmayan kameramanlar, görünmeyen set işçileri ve hangi rolü oynattığımızı asla bilmeyecek oyuncularla çektiğimiz filmlere benzi..
İnsanların arkanızdan konuşmalarına engel olamazsınız. Siz odadan çıkar çıkmaz sizi çekiştirmeye başlar, hatta bazen siz tam burunlarının dibindeyken dedikodunuzu yaparlar.Dedikoduyu biraz da baş..
Hayat çoğu zaman hayal kurmanıza izin vermez.. Yapmanız gereken işler vardır.. Hayal ettikleriniz için gitmeyi belkide çoğu şeyi arkanızda bırakarak hayallerinizin peşine takılmayı aklınızdan geçirmiş..
Bazen yeni bir sayfa açmak gerekebilir. Eskiye dair ne varsa zihnimizin içini bulanıklaştıran, içinde bulunduğumuz durumu daha da çıkmaza sürükleyen sayfaları yırtıp atmalı. Kapatmamalı eski defterle..
Köprülerin hayatımızdaki yerini düşündünüz mü?Köprüler yaşayan bir organizma gibi..Üzerinde yaşayan, geçen, çalışan, balık tutanlar hayalleri, korkuları ve beklentileriyle bir gerçek.Ş..
Hayatımda en çok etkilendiğim şairlerden birisidir Mevlana... Düşünce ve bilim yönleriyle çok büyük bir şair..Mevlan, insanlığa armağan edilen büyük bilge, düşünür... Her sözünde ayrı bir anlam ..
Hayat, hiç umulmadık zamanlarda iyi ve kötü sürprizler yapıyor insana... Kendimize gelmemize yardımcı oluyor ve yaşadıklarımıza daha yakın durmamızı sağlıyor..Hiç bitmeyecekmiş gibi gelen, ancak..
Odamdayım. İçimdeki huzursuzluğu hissediyorum.. Huzursuz olduğum zamanlarda dua okurum.. Ve birde şiir..Şiir; kelimelerle oynanan bir ses oyunu..Şiir, zor olduğu kadar, dinleyenin ruhunu..
Bahar gitti.. Fırtınalar eser başımda Yaralıyım.. Ölmekteyim..Fırtınalar koparmakta sağlam kalan dallarımı.. Çok mu çaresizim? Çok mu umutsuz bakıyorum?hayır... Korkuyorum...
Tıbbi sekreterim aynı zamanda edebiyatla meşgulüm ..