Babam, görev icabı zaman zaman şehir dışına, daha çok da İstanbul'a giderdi. İstanbul'a gidişlerinin ilkinin dönüşünde İstanbul’dan eli boş gelmemiş; ablamlara mavi iri boncukların peş peşe dizildi..
Aşklar ayrılıklarda boy verir, büyürmüş Yaşanırmış vuslatta bin bir renkli ilkbahar! Korkulursa ayrılıklardan aşk küçülürmüş Yaşarmış aşıklar iki çilekeş sonbahar! Aşka k..
Cüce devler ile yufka yürekli korsanlar Var mıydı gerçekten, bilmem neredeler şimdi? Ya çocukluğumun masal olduğu kıyılar Hâlâ denize uzak o deniz kentinde mi? Bir tekerleme..
Niye İngiliz Mezarlığı’nın kapısı, Ardına kadar açık dururdu, bilemem Anılarımın yosunla çam alacası Kokusunu silmek istesem de silemem Bakmayın kız olduğuma, çocuk yaşım..
I Derler ki: Gitmek bin kat hayırlıdır Arkasında kalmaktan kapıların... Vuslata kanamayan sevdalıdır Sonu firaktır yalancı baharın! Vuslat ki bir tas baldıran zehri..
Gittin... ... de ne oldu? Alt tarafı koptu kıyamet! Sen ister terk-i gülistan et İstersen kıyam et! Önce, dizginlerinden yenicek boşanmış Yılkı atları geçti u..
Ben hep bozkırın kırılgan, ürkek kızıydım Şerha şerha yarıktı düşlerimdeki toprak Bozkır çocuklarının çoban yıldızıydım Okyanuslar bize sonsuzluk kadar uzak Oysa tohumum ..
Tut ki bir gelinciktim demin Bir kundura ezdi beni Örselendim, Çürüyemedim Tut ki bir sandaldım daha dün Bir gemi çarptı bana Yan yattım sulara, Gömülem..