Bu aralar çok ayıp olduğunu, çok günah olduğunu hatta şöyle böyle şeyler yaptığımızı öğrendiğimiz bir durumdayız. Korumacı bir aile yapımız olduğundan, yirmili yaşlara gelsek de ülkemizdeki..
Çocukluk yıllarında anne sevgisinden yoksun yetişen gençler, kendisine ilk ilgi gösteren karşı cinsten bir arkadaşının peşinden çok çabuk gidebiliyorlar, çok çabuk âşık oluyorlar. Gençler, çok defa..
Hiçbir şeyi kendi kazanmamış, hep önüne sunulanı almış, insanların hayatlarının vazgeçilmezidir. Hiçbir zaman çalışarak, yorularak, mücadele ederek yani kısaca bedelini ödeyerek yaşamadıkları için ..
Bazen öyle bir noktaya geliyorum ki, bir, çok şeyin adını koyamaz oluyorum… Dost, düşman, aşk, öfkem ve neşem sanki hepsi birbirine karışıyor. Net olan bir şey var ki…kalbim yumuşadıkça..
İnsanlar sürekli mutsuzluklarını anlatıp duruyorlar. Hatta abartıyorlar, çeşitli süslemeler yapıyorlar, büyütüyorlar. Mutsuzluklarını, olduğundan daha kötüymüş gibi gösteriyorlar. İnsanların mutsuz..
Ne kadar küçük şeylere ağlardık çocukken. Bir kaç misket, bir oyuncak araba, bir bebek. Şimdi büyüdük. Çok büyük olaylar bile ağlatamıyor bizleri. Ölümler, direnişler, haksızlıklar, s..
Özledim.. Teninin koskusunu özledim.. O sımsıcak bakışını özledim.. Hani sımsıkı sarılırdın ya.. İşte ben o sarılmanı özledim.. Bakışında aydınlanırdı heryer..
Sabah olur, uyanırsın, gözlerini açar hayata kaldığın yerden devam edersin. Sabah oldu, yaşam çoktan bitmişti. Murat ve Mert ikizdi. Daha dokuz yaşına yeni girmişler, mutlu bir hayatları an..
Mutluluk ; yaşamayı bilmektir. Kaybedişlere rağmen kazanmayı hedeflemektir. Küsmeyi bırakıp barışmaktır..! Ağlamayı unutup, gülmeyi hatırlamaktır. Mutluluk ; hayata inat gül..
Hayatımızda önem verdiğimiz değerler vardır. Kimimiz parayı önemser, kimimiz sevgiyi, kimi saygı olmazsa olmaz der, bir diğeriyse anlayış diye ekler değerler sonsuz devam eder gider. Bunların hep..