Bitiş çizgisini geçtikten sonra son bir gayretle kendini yere atmış, soluk soluğa nefesini düzeltmeye çalışan sporcuları andırıyordu tekneler. İrili ufaklı, rengarenk. Yazı bekliyor..
Silivri Belediye’sinin düzenlemiş olduğu söyleşi ve imza gününde söylediğim gibi, en çok kahramanlarımın adını değiştirdiğim için pişmanım. Zamanla kahramanların gerçek adlarıyla, benim onlara verd..
Pırıl pırıl güneşli bir havada, ikindiden sonra, kasaba mezarlığının kuytusuna, servi ağaçlarının gölgesine, deniz gören bir yere gömdük Nejat ağabeyi. Kahvaltıdan sonra çocukları, torunlar..
İlk okuduğum, etkilendiğim kitaplardan biridir Tom Sawyer. Sanıyorum yaklaşık kırk yıl geçti aradan, kütüphaneden mi almıştım, biri vermişti de öyle mi okumuştum? Tom Sawyer deyince, oltasını derey..
Kasabanın rüya gördüğü saatlerdi, sokak lambalarının titrek aydınlığından başka ışık, içimde bir yerlerde çalan melodiden başka ses yoktu. Üzerine iliştiğim taşın, yüzümü yoklayan rüzgârın, ayaklar..
Beyaz çakıl taşlarının kapladığı, dalgalarla oynaşmaktan yorgun düşmüş kumsal, mezarlık kadar sessiz. Kayaların üzerine rehavet çökmüş, martılar kuytulara çekilmiş, denizyıldızları ölmemiş henüz. D..
Güneşli, güzel bir gün, öğrenciler usta birer model olmuş, mor salkımların altında mezuniyet fotoğrafları çektiriyorlar, yüzler gülüyor, umutlar taze, gelecek endişesinden çok günü yaşıyor olmanın ..
Martların arsızlıklarını bilirim de, kendini diğer martılardan üstün tutan martı var mıdır, bilmem! Hani insanların burun kıvırması gibi gaga kıvıranı, yüksekten yüksekten bakanı, denizde gördüğü b..
Rüzgâr ıslak izler bırakıyor yüzüme, say ki yavru bir köpek dilini çıkarmış burnumu yalıyor. Bahar gelmiş, çayırlar yeşile dönmüş, bir tarafta inekler, diğer tarafta koyunlar, leylek sürüsü..
Güzel bir sabah, deniz çarşaf gibi, daha dün geceye kadar lodosun bahar temizliği vardı! Dalgalar koca, nasırlı elleriyle kıyıyı dövüyor, yaşlı balıkçı teknelerinin yorgun kemiklerini kütürdetiyor,..