-Beyefendi, izin verirseniz masanızda oturabilir miyim? -Rica ederim, buyurun hanımefendi. -Gerçi bu mekandaki masaların çoğu boş, buna rağmen benim burada oturmak istememe bir anlam verem..
Serseriliğim kısa sürdü, tam tamına bir gün. Bana göre değilmiş. Yaşım daha genç olsaydı... Yerleşik hayatla ilgili alışkanlıklarım bu kadar fazla olmasaydı... Rahatlığa bu kadar alışmasaydım... ..
Öykü sona eriyor... ** -Haydar Baba değil mi şu gelen? -Evet o, Avcı! Biri ona uygun bir dille anlatsın olanları. Baksana koşarak geliyor, kalpten gidecek adam! -B..
-Günaydın Hamlet. -Günaydın Haydar baba. -Kimsecikler görünmüyor ortalıkta. Galiba en erken ben geldim. -Senden önce de gelen oldu, ama sonra, Kosvolu’nun kıraathaneye gitti. -N..
-Deli Hamza,demek ki havan bizeymiş;senin kabadayılığın da fos çıktı. -N’oldu da fos çıktı be Avcı? -Baksana adamlar koskoca inekleri çalıyor,Çulsuz’u bile soyuyor. ”Burası benden sorulur..
-Bak Aktar,gene zar tutmaya başladın. -Yok be Haydar Baba!Sen gele atıyorsan bunda benim suçum ne?Ah,işte gene hep yek attın. -Tek kapı açık,şimdi onu da kapatırsın,demeye kalmadı kapattı..
Emine Teyze, uzaylıları gördü mü? ** -Anuşkamı arıyorum-Uçan kuştan soruyorum-Amerika’da mı Almanya’da mı bilmiyorum-Anuşkamı arıyorum… -Fazla bağırmadan söyle be oğl..
Kıraathanedeki sohbet koyulaşıyor.... ** -Bıktım be Dereli senin ah edip eh işitmenden. Bir gün de yüzün gülsün, ne olur? -Yüzüm gülecek elbet Haydar Baba, hele o hödük ..
Kıraathane işleten bir halk ozanının aşkı... ** -Bi çay, Hamlet! Demli ve üç şekerli olsun. -Ne biçim tiryakisin be Hamza? Hem demli, hem de bol şekerli… -Hadi, uzatma da çayı getir..
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde ben ninemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken bir ormandaki günlük hayat her zamanki gibi sürüp gidiyormuş. Orman kanunları ..