bir söz bağla güvercin kanadınauçuryüreğime dokunsun...uzantutuver elimidüşmeyeyim uçurumdan...uçuruçur yüreğime bir sözderinden olsun...bak itiraftayımaçlı..
Kaçıp sığınılan hayallerin yolunu kaybettim.Gözyaşı kadar tuzluAcı bir denizim artık...MevsimNe sıcakNe soğukNe de ılık...MevsimBir gözü görmeyen balık tadında...**..
Kız saçlarını yolarkenSanki intikam alıyordu...Çok uzaklardanBir taş duvarın sesi, Nasıl olduysaGelip resim çerçevesinin camında yankılandı...***Pencere camından bakması ya..
Yağmur, damlalarıyla sokaklşarı süslüyor rüzgâr eşliğinde...Yine ardına kadar açık, penceremin krem rengi, çiçekli perdesi... Oturmuş yağmura kulak veriyor, biraz ürperiyorum sevgili rüzgârın esin..
Seni, senden başkası saklayamaz benden...Ve ben, bir saza türküledim aşkı, Sen olmayan senden...Sen olmayan senin hayaletiAynalarda çizik bir duman...Bir, gece yarısı hayaletisi..
Yıkıntılar üzerinde ses veren bir arya her mevsim, Ankanın hangi masalda varlığa büründüğünü seslendiriyor...Karlar üzerinde narinAnkanın külden kanatlarıVe ateşle suyun aşkının aryası..
Hani maviydi umudun rengi. Hani hayat masal gibi olurdu İçinde sevgi varsa insanın... Kim kandırdı bu küçük kızı Neden aldatıldım? Hani yağmur da yağsa
Nasıl bir ömür, nasıl bir öykü, nasıl bir gündür bugün...Ellerim soğuk, yüreğim tutuk, gözlerimdeki bakış o kadar buruk...Korkularımdan korktum da, utanç korkum oldu benim, Eylül..
Başıboş mesafelerdeSıradanlaşıyor gözlerinSeni çizdiğim gökyüzü küskün...Serseri adımlarla yüzdürdüğüm kayıkYorgunluğunu eflatunla gizlerkenÇocuğun gözlerindeki yıldızlar üzgün...<..
Bir deli uğultu... Gerçekten bu mu arta kalan tek şey... Gerçekten, aşkın sonundaki, o son perde, o son çırpınış... O güçlü haykırışlar, fısıltıya gizlenen çığlıklar, geceye yüklenen sızlanışlar...