Hayat tam orta yerinden kırıldım sana. Aklım bir yana düştü şimdi, yüreğim diğer yanda. Cebimde küstüklerim. Kendi gözümün körü kendi sözümün yalancısı gibiyim. Nakaratı olmayan bir şarkı dil..
Olmadığın bir yerden bakıyorsun şimdi bana. Hiç tanımamış, hiç bilmemişsin gibi. Koca bir caddenin tam ortasında, gözlerin gözlerime değip geçiyor. Bir bakışında saklı oysa tüm sözcüklerim. Ardına..
Nasıl ve ne zaman başladığını hatırlamıyorum bile. Hatırladığım tek şey, bir inat uğruna birbirinizin canını çok ama çok yakmış olmanız. Kimsenin kimseye üstünlük kuramadığı ama saçma bir inat uğr..
Dokunduğun an dağılıverecek bir kumaş parçası gibi ömrüm. Vitrinlerdeki hiçbir elbiseye rengim uymadı. Yama gibi eğreti tek başınalığım. Üzerimde yılların tozu ve ağırlığı... Bir prova manken..
Ah İzmir...nedendir, kimdendir, neredendir sana olan bu sevgim, ilgim inan bilmiyorum. Çevremde pekçok insanın içine sığdıramadığı İstanbul bana büyük geldi de o küçük sıcak kollarına sığınma isteği m..
Sen masanın bir tarafındasın şimdi, ben diğer tarafında. Aramızda, masanın üzerinde iki bardak bira, bir tabak karışık kroket, bir sürü kelime ve bir de akıp giden koca bir deniz var. Dalga sesler..
Zamanın en acımasız yerinden yakalandım yine hayata. İpince bir çizgideydi herşey. Ve ben kalınlaştırmaya çalışıyordum bu çizgiyi ucu çoktan bitmiş bir kalemle. Zamanın en ince yerinden yakalandım yin..
Gece indi. Zifiri bir karanlık abandı şehrin üzerine. Tüm ağırlığıyla yüreğime. Saçlarımın kızıllığına başka bir yaşamın kokusu bulaştı. Bir yalanın ipleriyle örülmüş bu şehir. Bir yalanın ip..
Yürekle aklın çatıştığı Sözün yalanla yarıştığı Gerçekle düşün karıştığı Zamanlardayız artık. Koca bir ömrün kırılganlığı üzerinde. Yüzündeki koca tebessüm saklamaya çalışsada hüz..
Yokluğun bir örümcek gibi...Ağını attı. Yavaşça içimde sarıyor şimdi. Beynimin her bir kıvrımına yerleştiriyor seni sinsice. Yerleşiyorsun. Her gün biraz daha hapsoluyorum kendi içime. Çıkış yol..