Dünyanın kovulmuş çocuklarıydı onlar. Savaşmak için düşmanla, sadece taşları vardı ellerinde. Bombalar patlarken tepelerinde, sadece taş vardı ellerinde.. Sadece taş... Bombalara karşı, taş... Füze..
Kuşatılmış sınırların içinde yaşamak ve direnmek!! Ve neye direndiğini bile bilmeden hemde, niye kuşatıldığını... Kuşatılmışsındır işte. Yapabileceğin pek birşey kalmamıştır artık. Hiçbiryere ait değ..
Yürek gümbürdemeyi bırakmıştır artık. O, ilk günlerdeki kalabalık hissinin yerini korkutucu ve derin bir yalnızlığa bırakmıştır. Bu yalnızlık, uzun zamandır sinsi sinsi beklemektedir kuytusunda. Çün..
Tüm zamanları gezdim ruhunun terkisinde. Sen, dört nala gidendin, o yüzden, tutunmak zordu sana. Ve, düşerdim bazen gönlünün uçurumundan.. Ben, acelesi ..
Güneş, sürmüştü ellerini, içimdeki yalnızlığa..Yaralar kapanmıştı bir bir, Rüzgar soluğunu göndermişti, kanayan yüreğime, yüreğin kanaması durmuştu aniden.. Nicedir, acıtan..
Aslında, bendim, yitik gecelerde ölen..İnsanlar, birbirinin ruhunu kanatırken, öldüm, bibirinin kanını içerken, altın kadehlere doldurup...Kendim seçtim, yitip..