Yoktan yarattı tohumun yuvası olan toprağı Rabbim Denizi de göğü de Ey insan nasıl olurda dönersin şeytanın yoluna Sana yeterli gelmedi mi yaratılış Nereye baksan ni..
Gökler yarılıyor ve korkunç şimşekler çakıyor zamanın ötesinden fısıltılar duyuluyor Kralların sarayları yıkılıyor o çakışla Sabahın Rabbine sığın denildiğinde onlar köşe bucak kaçıyorlardı ..
Alevli ateşten halkaları hak ettin yetimi yoksulu dışarı ittin Bilen görmez mi sanırsın hayır sen kibrini ilah edindin Nasıl karınca yuvalarını gözlerin görüyorsa sen de ö..
İki büyük ışığın Rabbine… Yıldızların Rabbine… Yaratan odur şükür onadır. O gördüğün suları birbirinden ayırandır. Dilediğini dirilten, dilediğini öldüren odur ve helak eden..
Çok gizemli ve korunaklı bir şato çünkü onu göremiyoruz zirvede yalnız tanımlanamayan İşte böyle bir şey onu öldüremiyoruz diriltemiyoruz, o durmadan gezinirken doğamızda Işığın büy..
Bazı hikayeler duydum çocuk Delice akan kan gibi, günışığı ve adalet gibi Bunlar için gizleniyorsun Sana yardım edebilirim Şimdi ve her zaman Karanlıkta zırhın olurum ..
Yüzünü toprakla yıkayan adam solukla havayı bulut yarılırken ve korkma çakan yıldırımlardan Gökte güneş alçalırken geceye hazırlan ve duy o uzaklardan gelen tiz sesi keskin çağrıyı ..
Uzaklaşma süratle ilerleme duygusu yakaladı insanoğlunu ve sonunda unutuldu taze havayı soluklamak İçimizeki en büyük savaş ve zıtlık ruhumuzu işgal ediyor, karanlık duygular hükmediyor ..
Yeryüzünün talihsiz toprakları, siyahi köleler ve asrın hilekarları… Böyle başladı kutsal pusu; Çakalların öyküsü, ceylanları kıstırdı kendi özyurtlarında. Milyonlarca insanı esir aldı..
Derin karanlıklarla kuşatılmış yeryüzüne Karanlıktan ayrılan ışığa ve suya Güneşi izlediğinde dolunaya Gündüzü geceden söküp alan aydınlığa Denizlerin üzerinde çetin..