Nasıl olduysa, bir anlık dalgınlığına geldi, yerdeki bir iğde tanesine ulaşmak isterken, önündeki çukuru göremediğinden yuvarlandı ve sırt üstü düştü. Her ne kadar var gücü ile bütün bedenini ortay..
Bu kısa metni adı Aydın, soyadı Yılmaz olan bendenizin, bir özeleştirisi olarak kabul edebilirsiniz. Aklıma ilk gelen hiçbir insanın adı ve soyadı ile bu kadar çelişmeyeceğidir. “Adına münhasır” ol..
Zalimdir İstanbul, Edasının hoşluğu, İşvesi, Cilvesi Ve gelin güzelliği ile. Alıp götürür insanı, Getirmez gerisin geri. Başı hep bulutlardadır, İstanbu..
Gün dogalı bir hayli oldu. Oysa oglu İsmail’in çoktan uyanması gerekiyordu. Biraz daha tembellik ederse, okula gecikecek diye korktu.“Le.., le.. İso” diye adını kısaltarak, bir kez daha bagırdı..
Henüz çocuktum, ufacık tefecik, hem de çokça çocuk bir çocuktum ben. O minik çocuk yüreğinde, ezici yükü; “ah canım” duygu olan, hassas bir çocuktum ben. Her beşer gibi, kalbine korku salın..
Tek mal varlığı, üstü kıvrımlı ağaç dalları ve yaprakları ile süslü gümüş tabakasıydı. Öyle “Acem elinden” armağan olmadığı gibi, zaten Acem ellerinde tanıdığı da yoktu. “Kirmanşah dokuması al kuşa..
Mevsim bahardı, yani sevdigimdi. Güneş göz kamaştırıcı renkliligi ile insanlığın yağmur misali serpiştirildiği yeryüzünü, apaydınlık ve sıcacık ışınlarına boğuyordu. Ağaçlar doludizgin, hummalı bir..
Bahar bulaştı ya hayata, ağaca, suya, içimde öyle bir seyahat kımıldıyor ki, diren direnebilirsen. Yüreğim bavulunu toplamış çoktan; ruhum sırtlamış çantasını. "Uzaklar" çek..
Üst üste, aceleci bir kaç kanat çırpışı ile evin oturma odasını daha iyi görebilecegi, sokak lambasına kondu. Külah şeklindeki kaygan düzeyde aniden kayacak gibi olduysa da, sivri tırnaklı minik pe..
Cam kırıkları ile dopdolu, acılara gark olmuş yüreklerimizi; pür telaş süt beyaz bir güvercin edası ile kanat çırpıp, pır pır ettiren, alıp verdiğimiz nefes değildir aslında. Böylesi bir yanılgımız..