Biliyorum bu satırları hiçbir zaman okumayacaksın. Bunu bilmek açıkçası daha rahat yazmamı, kendimi daha rahat anlatabilmemi sağlıyor. Öbür türlü olsa “ acabalar “ beynimi kemirecek ve yazı benim i..
Köydeki anılar çoğalıyor gün geçtikçe. Bunlardan birini paylaşmak istiyorum sizlerle. Geçenlerde Argos’u dolaştırmaya çıkmıştım. Yaşlıca bir bey elinde kazma mı çapa mı pek ayırt edemediğim..
Benim bir tek dedem oldu; annemin babası. Çünkü baba- dedem, daha babam anne karnındayken ölmüş. Anne- dedemin de ilk torunu benim. Bunun rahmetli dedem için bir önemi var mıydı? Bilemiyorum. Fakat..
Benim bir tanecik oğlum var. Pek güzel bir bebek değildi. Fakat benim gözümde öyle miydi ya? Nazar değecek diye ödüm kopardı. Köyde bir Kezban Hanım Teyze vardı; “ Kızım, çocuğuna çok için kaynadı..
Bazı şehirler vardır hayatınızda; gölgesi hep üzerinizdedir. Öyle ya da böyle bir yerlerde çıkar karşınıza, anılarla da olsa anımsatır kendini size. İşte Ankara’ da böyle bir şehir benim için. ..