saatli bombanın akrebiydi zamanın örümcek ağına takılan ertelenen bir infilaktı gözleri herşey karıştı birdenbire şair tuale yazıyordu şiirini ressam harflerle yaparken resmini <..
Bir baykuş tutundu geceye, ayışığı anason kokuyor, kadehimde.. gece, hüznün elleri.. başımı öne eğip, yanaklarımı okşuyor.. sonra ellerini giyiyor..
Kana kana içtim, dudaklarındaki yalanı.. gözlerinde saklıydı, yalandaki gerçek payı.. yalanın kuklası, kesti kendi iplerini.. saklayarak benden,
Bir çığlık uzaklıkta gözleri, yüzünden... deliktir tüm maskeler gözlerin olduğu yerden korkuluksuz terasındaydı masallara inanmayan masal kahramanı geceye tutulmuş gözleri..
Bir kukla kendini astı ustasının parmaklarında ipi canlıydı kuklanın cesedi kuşların, şapkasına yuva yaptığı korkuluklar gördü korkuluk kuklası ölüm korkusumuydu
Kırılganlıklarımı tükettim, dalgakırandaki kayalıklarda, yosun tuttu yüreğim.. ellerimde ölen, taç yapraklı kelebekleri, gözlerindeki denize gömdüm.. ..
Kollarımın uzanabileceği yakınlıktasın, uzakta.. Yarın kadar, uzak.. ben sana bu akşam tutukken… Akrebi sakladım, yelkovan, deli gibi dönerken.. Durdurdum zamanı,..
kalbimi açıyor birisi… delik deşik kalbim, karınca yuvası… dokunan bakışların dökülüyor.. gözlerin, kurumuş yaprak sarısı… karıncalar yuvayı terkediyor.. tüm bede..
Şamdanda bilinçaltı tutkular, yanarken.. Uçuruma itilmiş gözbebekleri, dumanlı ak… Mezar kazıyordu, gramofonda boşa dönen plak… Ölümü seçmemek değildi, yaşamak… ..
Kırmızı gül, mor soldu.. dudaklarım gibi.. yalnızlığıma dokundu, kanatan dikenleri.. sararmış gözlerim, sonbahara tutuldu.. bir serçe gülün dikenlerine..