Çocukluğumdan beri duyarım babamdan "Gönül gözü" deyimini. Bu deyimin anlatmak istediğinin pek üstünde durmamıştım doğrusu. Yaklaşık altı senedir bu deyim, hayatımda ki birçok boşluğu doldurmama vesi..
Girmeyin Tanrı ile arama... Bu çok özel bir durum çünkü..Tanrı ile ilk kavgam, seksen darbesinden önce babamın Sivas'ın bir köyüne, o günkü iktidar tarafından(Süleyman Demirel) sürülmesiyle başl..
Sevda diye diye, girdim cehennemin kapısından..Dev zebaniler başucumda, alevden yapılmış yataklarda, girdim uykunun koynuna, yakmadı cehennemin ateşi, aşkının yaktığı kadar..
Bu kitabı ilk okuduğumda daha çok gençtim ve pek birşey anladığımı söyleyemem. Zamanla birkaç kez daha okudum. Zaman buldukça da tekrar tekrar okuyorum. Her okuduğumda, başka bir kapı açılıyor önümde..
Evet, birgün yürümeyi öğreneceğiz... Emeklemeyi unutabildiğimiz zaman. Belki birgün, ruhumuz çıplakken, boşu boşuna niye örtünmeye çalıştığımızı da anlayabiliriz kimbilir. Ya da böyle bu kadar uzun..
Yok böyle birşey...inanmıyorum tüm bu olanlara, ve güzelim topraklarımızda olan bitene. En acı olanı da, büyük bir çoğunluğun hiçbirşey olmuyormuşcasına takındığı o kayıtsızlık. Farkında olmak insan..