Bir şiirse yazacağımız, Konusu; bizim sevdamız olsun yeter, Bana deli gibi aşık olan sen, Gözleri senden başkasını görmeyen ben, Yazdığımız yer; duvarmış, Kese kağıdı..
Kalbim yok böyle sevda dedi, Beynim çoktan onay verdi, Çalıştılar ikisi de benim için.. Biri hep sevmeye programladı kendini, Diğeri ise sonsuza kadar çarpmaya. Bir ritmik..
Gömüldü, benliğinin sonsuz derinliklerinde, Sevinci kayıp gitti, hüznü var sadece ellerinde, Haykıramadı insanlığa, ne yapıp ne etse de, İnfazı verilmiş bir kere, ne kadar dövü..
Yine kazasız belasız atlatılmış bir kış ve hemen hemen tüm televizyon kanallarında benzer haberler var. Deniz sezonu açıldı, deniz suyu sıcaklığı İzmir'de şu kadar, İstanbul'da bu kadar, o yaza ait..
Hatırım yokmuydu hiç zerre kadar, Düşünmedin mi bir nebze olsun, Bir lokmanın hatrı olurmuş, Bir ömrün yok mu hiç.... Sevgiye verilen emeğe karşılık, Yok mu senin azıcı..
Sana yaklaşabilmek için, Uzaydan görüntünü mü almam gerek, Ülkenden, şehrine, mahallene, Oradan tek sana odaklanmak için, Zoom'mu yapmam gerek.... Sana açılabilmek..
Kurtuldum; bağımlısı olduğum sigara denilen illetten. Başladım kaleme; yazıya, şiire ve güzelliklere olan ilgimden, İyi ve kötü günümde ikisi de hiç düşmezdi elimden, Bahane değil m..
BEŞ DUYUDA ANNELİK TADI Gördüm; dünya gözüyle gözümün nurlarını, göz bebeklerini, Duydum; duymak istediğim en güzel, en kutsal "anne"sözlüğünü, Tattım; sevmeyi, sevilmeyi, h..
Sevda ormanında bir kimsesiz ağaç, Dallarını açmış, kurumuş, sevgiye aç, Ne kendine olmuş, ne ormana faydası, Sahiplenmemiş toprak bile neyse garazi, Ayakta zor duruyor, he..
Kocaman evrende, küçücük evrelerimiz vardır. An da diyebiliriz buna. Şöyleki; "çok kısadır süresi ama bir ömre bedeldir hatırası" bu bazen güzeli bazen de çirkini anımsatır. Bazısı da devrelerimizi a..