Geçer sandım… Bi aralık sızmıştın yüreğime… Hesapsız ama kitaplı girmiştin… “Hiç duymamıştım” derken yalan olmasın duymuştum da duymamaya adamıştım o duyguları… Usul usul kaptırdım ..
Bugün bozdum o üçlemeyi sevgili... Metro-Vapur- Otobüs... Uzattım yokluğuna uzanan yolu... Üstelik bir de şemsiyesiz yağmurda yürümeyi ekledim yokluğunun derinliğine... Hani gölgem olacaktın... Ben..
Önce çok öz, hatta bayağı bir öz-geçmişiyle başlasın istedim yalnızlık, kendini takdime… Milattan önce bilmem kaçıncı yüzyılda doğmuş, hiç yaşlanmadan günümüze kadar gelmiş tabi bu geçen süre..
Ne günlerdi ne günler… Yanına yanaşmaya cesaret edemezdim. Köşe başlarında hep gizlice yolunu gözlerdim. Sen yanımdan geçerken tam konuşacak gibi olurdum, suskunluğa boğulurdum. Tam elimi u..
Ben âşık olunca durdu sandım zaman… Bakıp bakıp saat kulesine kolundaki saatin doğruluğunu ölçtüm. Sanki mavi bakışlırüzgâr sarhoşa yakın bir nağmeyle değip geçmişti yanağımdan sanırım onda..
Olmuyor… Bitince geçer sandım. Geçmişe dair ne varsa bulanık bir tabakanın ardında kalır, gelecek daha bir netleşir sandım. Yanıldım… Belki de yanıldık… Sonbahardı...
Nasıl almıştı beni ayrılık… Uzun zaman evvel ilk defa tatmadığım duygularla yüzüyordum maviliklerde… Martılar dahi konmazken tenime, sen güneşlenmiştin güvertemde… Kâğıttan gemi olabilirdim..
Sen koşar adım uzaklaşırken, ağır ağır bir melodi okşuyordu saçlarımı, tenimi, sular seller altında kalmış yüreğimi… *“Aşk bitti… Elimden sanki minik bir balık kayıp gitti Aşk bitti..
Daha evvel de dedim sana sen bilmesen dahi benden habersiz yaşasan, hatta beni unutmuş olsan bile seni kocaman harflerle sakladım usumda… Herşey değişmiş olabilir ama sen halâ gençliğim gibis..
Süzülüyordu gece… İçimde haziran akşamlarından kalma esintiyle çıktım yola. Sisler sarmış sokak lambalarını, kaldırımlar zar kalınlığında buzla kaplı. Soluğum uzaklaşırken benden sanki bir ..