Barın teras katında saatlere böldüler bizi tik tak tik tak hiç sekmeden, çok dakik geçti yanımızdan memleket kurşunları. Sonra sabahçı kahv..
Güneşe inat her şey yolunda şimdilik. Akdeniz sahilinde uzanan memeler halinden memnun. İncir yaprağı gölgesinde olgunlaşıyor meyveler. ..
Ne çıplak ellerin çıplak olan ne varsa ellerinde… Ne güzel ellerin var, dedin ya o gün ressam eline benzetip ellerimi ben hiç beceremem resim yapma..
Elektirik tellerinden düşüyor sıcak asfalt üzerine kurşun misali ağır kuşlar… Hasır üzeri Anadolu güneşi Hasır altı Anadolu ölümü… Bir k..
Yatırıp bir hastane odasına üzerine güller attılar çektiği içler gibi yaprak yaprak soydular. dost dediler abi dediler arkadaş dediler sevgili dedile..
O vakitler sosyete partilerinden çıkmıyordum. Yakın bir dostum vardı, ailesi oldukça varlıklıdır. Bu dostum, otuzbeş yaşındaydı ve şair olmaya çalışırken son on yılını üniversite eğitiminde harcamı..
Elektrik süpürgesi içinde dönen sonbaharın yol kenarına uzayan tellerine asıyorlar ölüm ilanlarını. Yeşil maskeyle yüzüme yaklaşan diş hekimi ayrılık..
Kadın sigarasını yaktıktan sonra etrafına bakındı. Temmuz güneşi altında cırcır böcekleri acıyla inlerken büyük kanatlı kapı önünde bekliyorlardı. Kadının adı Selin’di. 40 yaşındaydı ve yüksek tira..
Bardağa votka doldurdu ve tek yudum içti. Mutfaktan küçük salona geçti. Televizyonda Vilma’nın en sevdiği belgesel kanalı açıktı. Televizyonun tam karşısında yeşil kanepede eğitimli piton Vilma yat..
“Haklıydın.” dedi yanımdan geçip hızla içeri girerken. Parfümünün peşinden gittim. Çantası yatağın üzerinde, kendi pencere önündeydi. Sonra bir sigara yaktı ve pencereden dışarıdaki gri havaya bakt..