Son bir kaç cümle söylemeliydim belki. Konuşmayı denemek lazımdı. Kendimi ifade etmeliydim belkide. Belki ifadenin gücünde bir çok şey kazanacaktık. Birbirimizin kalbini örneğin, dikkatini, samimiy..
Ailenin son çocuğu ve beklenen tek kızı olduğu için babası adını Sevinç koymuştu. Ama artık o günler çok geride kalmıştı. Hastanenin kuru sabun kokusu yine her yeri sarmış ve Sevinç sanki bu nahoş ..
Gidenler var. Yol yakınken, daha fazla bağlanmadan, dönüşü olmayan yollara girmeden, gidenler. Vazgeçenler var. Adam kadını beklerken nar çayını yudumluyordu. Kararlıydı. Bu son görüşmeleriyd..
Sol ayakkabısının ince, yüksek topuğu her adımda içe eğiliyordu. Kazanması gereken hayatı, yiyeceği ekmeği, yanındaki kızı ve kızının sırtındaki yükle evin yolunu tutmuşlardı. Yılların vermiş olduğ..
Ne kadar basit hayatlar yaşıyoruz aslında. Hedeflerimiz var; Okul bitirmek, meslek sahibi olmak, ev sahibi olmak, evlenmek, anne/baba olmak ve yaşantımızı bir bütün olarak tek bir döngüde oturtmak...
Adam dediğin iyi sevişecek arkadaş. Ayı gibi saldırmayacak, aşkla okşayacak yatakta. Aklını yoracak ama aklını başından almayacak. Uzanıverdi mi yanına boylu boyunca, koyunca başını göğsüne sığındı..
Gözlerinin ışıltısı herşeye rağmen hala karanlık kış akşamlarında yanan mum gibi insanın içini ısıtıyordu. Göz kenarlarına konmuş kar izleri yürüdüğü yolların uzun ve zor olduğunu ele veriyordu. Am..
Okuduğun bir kitabı yarım bırakmaktır. Sen bir tekerlekli sandalyeye mahkumken, herkesin koşar adımlarla yoluna devam etmesi demektir. İçinde olan bütün sevgi pınarlarını kurutmaktı..
Yüreğin taa derinden yandı mı hiç? Yüreğinde ki sızı bedduaya saldı mı seni? Saramadığın oldumu kezzap karası acını? Ya da ölüme son günlerini sayan hasta gibi çaresizliğin nefesini kesti mi hiç? H..
Kadın sofrayı topladı. Bardakları, tabakları yıkadı. Çay doldururken çatlayan bardağı çöpe attı. Adamın ellerinin değdiği her şeyi yıkadı. Muhabbetinin dokunduğu sofrayı. Nazarının dokunduğu güzell..