Özgürleşmeye adım atmak, tutsak olduğumuzun bilincine vardıktan hemen sonra başlar.. Yolun tercihi gerek.. Ki bu, tabana vurmadan olmayacak gibi görünüyor.. Dünyaya, köleleştirilmiş..
İnsanların Yüzde DoksanDokuz nokta Dokuzu, dünyaya ve dünya astraline sıkışmış vaziyetteler. Bunun nedeni de, yaşadıkları hayatlarında tekdüze yaşamaları, evrensel olaylara bakmamaları, d..
Artık dünyanın hiçbir yeri rahat ve refah değil. Sadece ülkemizde sanıyorduk. Ülkelerin iç boşaltma operasyonu halen devam etmekte. Eskiden savaşlar, bir erdem uğruna yapılı..
Yenilikçi düşünceler ve devinim hareketleri eskilerde kaldı, şimdilerde yok. Neden? Devrim niteliği taşıyan tüm radikal değişimler, nedense teknolojinin az geliştiği dönemlerde yap..
Kendi gücümüzün farkına varma zamanı geldi. Kimse bize sihirli değnekle dokunmayacak. O dokunuşu kendi kendimize yapacağız. Eğer bir kurtuluştan bahsetmek gerekiyorsa, bu kurtuluşu kendimiz..
Yaşı biraz geçkin kişilerden çoğu kez şöyle serzenişler duyarız “ah nerde o eski muhabbetler, sohpetler”. Gerçekten de eskilerde insanlar yaşadıklarını, hissettiklerini veya tecrübe ettikle..
Eskiden sadece eşten, dosttan, komşudan ya da kendimizden duyduğumuz bazı haykırışlar vardı. Şimdi sosyal medyada har vurulup harman savruluyor o cümleler. Sürekli artan bir kelime kirliliği mevcut..
İnancın yoksa yeterince anlayamamışsın demektir. Eğer anlayamamışsan yeterince inanmamışsındır. Fakat anlayış ve inanç, evrenin temel değişmezlerinden değildir. Çünkü her ikisi de geliştirilebilir...
İyi ya da kötü, bir dizi varsayımlardan oluşur. Bu, zihinde var olan bir durum. Doğa iyi ve kötüyü ayırt edemez. İyi veya kötüyü tanımlayamaz. Doğa dengeyi ve dengesizliği tanır. Neyin dengeye ney..
Mükemmellik, "bilinmez" oluşta değil midir? Lakin bilinmek isteyen, kendini olduğu gibi ortaya koyan bir varoluş içerisindeyiz. Hiçbir şey kaybolmuyor aslında. Sadece zamanını bekliyor. Fak..