Bu neyin gerginliği!

Futbol ve mücadele olarak harika bir maç izletti hem Galatasaray hem Orduspor. Futbolda görülmesi ömürde bir olan sahnelerin yaşandığı maç seyredenlere bir hayli zevk verdi. Ancak bu maçı izlemeyen biri için, ertesi gün gazeteleri açıp skora baktığında hiç garipsemeyeceği gayet doğal olan bir skor ortaya çıktı. Galatasaray-4- Orduspor-2. 

Galatasaray'ın kendi sahasında Orduspor'u yenmesi gayet normal. 2-0 Biten ilk yarıdan sonra skoru 4-2 ye getirmek hakikaten Galatasaray''ı ateşlemiş, kendinden geçirmiş de olabilir. Ama Galatasaray'ın rakibini bilmeden tirübündeki Fatih Terim-Hasan Şaş manzaralarını hele hele Albayrak'ın kendinden geçmiş görüntüsünü görenlerin maçı Şampiyonluk ya da Şampiyonlar Ligi Final maçı enstantaneleri zannedeceğinden adım gibi eminim!

O ne gerginliktir, o ne kendinden geçmektir, o ne sinir harbidir anlamak mümkün değil. Büyük takımlar kendi sahalarında elbetteki rakibi etki altına almak isterler, bunun için çeşitli yapmacık hareketlere de başvururlar -ki bu işlerin piri de Fatih Hocadır- tamam da; bu kadarına da pes doğrusu.

Fatih Terim neyse bir de Hasan ŞAŞ gaza geliyor. O yetmezse, genelde daha sakin duran Ümit Davala devreye giriyor. Seyirci hocalara bakınca "Hakem bizi ezdi demekki"  duygusuna kapılıp hakeme giydiriyor. Artık hangi boydan isterseniz, kazanmak için her yola başvuruluyor. 

Bir de maç çıkışı, hem maçı kazanan hem de gergin olma hakkını kendinde bulan Galatasaraylılar kameralara ambargo koyuyor. Sonra Ali Dürüst hakeme bir salvo atıyor. Ve işin özeti nedir: Galatasaray-4- Orduspor-2. Yapmayın beyler Allah Aşkına bu neyin gerginliğidir; anlam vermek imkansız. 

Galatasaray kadro olarak ligin zaten çok üzerinde ,şampiyonluğun en büyük favorisi, ama Galatasaray'ı bitirirse bu gerginlik ve aşırı motivasyon bitirir. Daha ligin bitimine 11 hafta varken ve kendi sahanda düşme potasındaki bir takımdan galibiyet kopartmak için bu kadar sinir harbi yaşıyorsan, durumun vahim demektir. 

Hep bir Fenerbahçeli olarak Aykut Kocaman'ın donukluğundan dertlenir, hatta bazen "bizim de Fatih Terim gibi agresif bir hocamız olsa" diye aklıma getirirdim. Ta ki dünkü maça kadar. Yok kardeşim basit bir lig maçında bile kendinden geçen, bu kadar üstünü başını yırtan hoca da lazım değil! 

Artık yeni hoca için, duamı oluşturdum: "Ya Rabbim, şöyle Fatih Terim- Aykut Kocaman arası birini nasip et!".