Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ağustos '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlükte dumansız hayat

Şimdi "dumansız hayat ne güzel" kampanyası başladı... Bu kampanya "sigara sağlığa zararlı" kampanyasının uzantısı...
Bunun uzantısı da şöyle olabilir: "sigara içmeden, dumansız görünen hayatın içinde yine hastalıklı yaşamak çok güzel " Düşünsene iki milyon aracın trafikte olduğu bir şehirdesin ve "dumansız hayat ne güzel" diyorsun. Sigara içmeyenlerin bile kanında kurşun, kadmiyum, cıva, nikel ve asbest (fosil yakıtların yanması, endüstriyel işlemler, metal içerikli ürünlerin yakılması sonucunda ortama yayılırlar. Bunların hiçbiri tütünde yoktur) gibi ağır metaller bulunurken, sanayi bacalarından çıkan zehirli dumanların arasında yaşarken, gençleri zehirleyen nargile kafelerden yükselen dumanlar şehri sarmışken, uyuşturucu kullanımı on üç yaşına inmişken, betonlaşmanın yarattığı radon gazının, (akciğer kanserinin önde gelen sebebi) kabul edilebilir değerleri dört yüz kat artmışken, teknolojinin yarattığı, radyasyon salınımı çok yüksek seviyelerde iken, bütün gıda maddeleri plastik ambalajlara sarılı iken "dumansız hayat ne güzel" demek neye yarar bilmiyorum ve anlamıyorum. Kanserin tarihi ile sigaranın tarihi uyuşmuyor. Kanserin tarihi ile plastiğin, petrol ve petrol artıklarının kullanımı, nükleer santralların ve dikkat! kolalı içeceklerin icadı uyuşuyor. Plastikler ve inşaat sektöründe kullanılan bir çok madde (pvc borular, kapı pencere sistemleri, banyo, mutfak ve odalarda kullanılan malzemeler) doğada doğal olarak varolan radon gazı salınımını oturduğumuz mekanlarda tutmakda (nefes almadığından radon gazı ve radyasyonun dışarı çıkmasını engellemekte. Ağaç malzemeler nefes alır ve dışarı atar) ve kanser oluşumu ile birlikte bir çok hastalığı her gün hızla artırmaktadır. Evet sigara sağlığa zararlı ancak, besinlerden, olmadık virüslerden, hastalanan ve ölenlerin sayısı sigaraya bağlı ölümleri kat kat geçti. Sigara içtiğim kadar portakal yeseydim şimdiye kadar çoktan öbür dünya da doğal kaynak suyu pazarlıyor olacaktım.
Sevgili e-günlüğüm; çok uyanık ve bilinçli olmalıyız. Her reklamın, her tanıtımın, her işaretin olduğu gibi bunun da ardında olanları, olacakları düşünerek bulmalıyız. Sistemler geçmişten bu yana, şehirleşme, sanayileşme ve tıp gibi bir çok alanda hatalar yaptı ve bu hatalar insanların hayatına maloluyor. Açıklamaları, bütün tıbbi cihazların ve ilaçların bile hastalıkları tetiklediğini itiraf etmeleri mümkün değil. Bir suçlu bulmak gerek. Suçlu bulundu: Sigara...
Merhaba e-günlüğüm. Bu sefer yukarıya ben yazdım. Bir kaç gün de uçak kazaları ve terör olaylarında yine yüzlerce masum vatandaş öldü. Yok sigaradan değil. Uçak kazlarında kaptanlar, terör olaylarında teröristler suçlu. Devletler ve sistemleri bizim için, barış(!) ve insanca (!) yaşam için çalışıyorlar ve varlar... Onlar olmasa halimiz nice olurdu.
Dün akşam felaket bir rüzgar vardı bizim buralarda. Öyle ki bahçe de tişörtle oturmak zorunda kaldım. Diğer günler çıplak oturmuyorum e-günlüğüm, hemen heveslenme. Atlet ile oturuyorum. Çıplak otursam mahalle çığlık çığlığa birbirine girer ve kadınlar kendilerini balkonlardan atarlar. (bir kere oturmuştum ondan biliyorum) Konuyu dağıtmayalım lütfen. Kısaca çok rüzgar vardı ve bu arada uzo'nun dibi kurudu. Eğer Yunanistan'a yolun düşerse bana uzo getir e-günlüğüm.
Boss' büyük bir kemik verdim ve onu bitirinceye kadar hava karardı. Hava kararınca oynayamıyoruz ve canıma okuyor. Bir rahat bırakmıyor. Bahçe de koşup duruyor, taşları yanıma getiriyor, üzerime atlıyor. Robot kedi yapıp bahçeye salacağım. Onun peşinde koşsun dursun. Böylece enerjisini beni rahat bırakarak harcayabilir... (işte buluşlar böyle abuk sabuk ihtiyaçlardan doğuyor)
TÜİK (Türkiye istatistik kurumu) açıklama yapmış duydun mu e-günlüğüm? Açlık sınırı ülkemizde 255 ytl imiş. Yazııık, zavallılar. Kapalı yerde bu kadar kalıp, akşama kadar ekran karşısında oturup, cep telefonu ile konuşurlarsa ve sürekli radon gazı soluyorlarsa işte olacağı bu! Bu istatistiği çıkaranlar, çoktan bu dünyadan göçmüş ama bu dünya da silüetleri kalmış yaratıklar. Zavallılar uyum sağlamakta ve hesap yapmakta, hatta düşünmekde zorlanıyorlar anlaşılan. Allah yardım etsin onlara. Benim Boss'un bile açlık sınırı daha yukarılarda. Boss'un asgari ücreti 325 ytl, Linda'nın 275 ytl. Dört kişilik ailenin açlık sınırı 255 ytl. Hahaaa kapat telefonu...
Bu gün sabah kalkar kalkmaz Linda'nın göz kapağı üzerinde ki şişliği kontrol ettim. İnmişti. Normale dönmüş. Dediğim gibi, sanırım bir yere çarptı veya mikrop falan kaptı. Şimdi iyi, her şey normal.
"Küresel ısınma balinaları zayıflattı" (ntvmsnbc) Akıllılar onlar insanlardan bulaşan stress ve bunalımdan zayıfladılar. Yanlış uygulamalardan ve verilen ilaçlardan zayıfladılar. Hemen cips, kola, dondurma, çerez, hamburger verin kilo alsınlar. Sonra diyetisyenlere giderler, sonra doktorlara gidip kontrol edilir ve şeker, tansiyon, kollestrol, kalp, damar sertliği, kanser gibi olmayan hastalıklarla nesillerini kökten yokederiz. Hem yine suçlu biz olmayız. "Küresel ısınmadan dolayı nesilleri tükendi " deriz.
İnsanlar inatla tatillerini son güne kadar sürdürmeye kararlı. Çok az kişi döndü ama büyük bir çoğunluk halen deniz, güneş ve kumsalın tadını çıkarıyor. (Tadını nasıl çıkarıyorlar bilmiyorum. Dillerini çıkarıp denizi, kumu ve güneşi yalıyorlar mı acaba? )
Bu ne ya? Günlük değil destan sanki. Hiç uyarmıyorsun e-günlüğüm...
Hemen gidiyorum. Kal sağlıcakla. Hoşçakal


Biliyor musun: Çakmak, kibritten önce bulunmuş... (kesin pantalon da kilottan önce bulunmuştur)
Güzel söz: "Hayat bir bisiklete binmek gibidir. Pedalı çevirmeye devam ettiğiniz sürece düşmezsiniz..." Claude Peppeer

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..