Etkili İçerikler Üretmek İçin; Bildiğiniz Her Şeyi Unutun!

İçerik hakkında bildiklerinizi unutun!

Basılı bir haber bülteniniz mi var? Düzenli olarak bir pod yayını mı yayınlıyorsunuz?

Basılı bülteninizde yer alan bir makaleyi başka bir versiyonunu blogunuz da yayınlayın, en iyi başlığı kullanarak Facebook’a yükleyin, pod yayınlarınızı yazılı kayıtlarını çevrim içine koyun ve Twitter’da her şeyin muhabbetini yapın. Buradaki fikirlerin çoğu içeriğinizi silolamamanız gerektiğini anlayışını destekliyor. Bunun yerine [içeriğinizi] istediğiniz platformların üzerine özgürce serpiştirmelisiniz.

Ne üretirseniz üretin bunların arama motorları için optimize ettiğinize olduğundan emin olun. Yeniden tasarımladığınız içerikler sitenizin arama motoru sonuçlarında tepelerde yer almasına yardım edecek anahtar kelimeler evrenini içerecek şekilde zenginleştirilmelidir. Başka bir deyişle sadece farklı türden içerikler üretmekle kalmayıp bunların her birinin hedef grubunuzu size doğru çekecek arama motorlarına göre optimize edildiğine dikkat edin.

Yeniden tasarımladığınız bütün içeriklerin sosyal paylaşım kabiliyeti yada satışlara yol açacak net bir eylem çağrısı (yada çağrıları) gibi içermesi gereken diğer unsurları da içerdiğinden emin olun. Sosyal paylaşım kabiliyeti derken Twitter, Facebook ve Linkedln gibi sosyal platformlarda içeriği paylaşmak ve "Beğen" mek için butonlar ve Abone ol butonları gibi "sosyal blingler" eklemeyi kast ediyorum.

İçeriğinizi farklı kanallar ve platformlar üzerinde yeniden tasarımlama olanakları neredeyse sınırsızdır, bunun sınırı sadece sizin (ve hedef kitlenizin) tercihleri, becerileri ve hedefleri ve (tabii ki) bütçenizdir.

İşte başlamanız için size 13 yeni fikir:

1-Küçük düşünün

Bir beyaz kitap ya da e-kitap oluşturmak göz korkutucu bir iş mi? Bunun yerine küçük içerik parçaları yaratın. Bir dizi kısa blog yazısı hazırlamak daha kolaydır ve bunlar hem zamanı ve ilgisi kısıtlı olan okuyucular tarafından daha kolay sindirilecek hem de çevrimiçi aranan isimlerden biri olma tutkunuzu katlayarak artıracaktır.

2-Gerçekten küçük düşünün.

Twitter'da ki takipçilerinize ya da Facebook'ta ki hayranlarınıza işinizle ilgili bir konudaki düşüncelerini sorun ve bundan bir blog yazısı çıkarın (tabii ki onlarında haklarını vermek sureti ile). Kişisel öneri ve tavsiyeleri soran açık uçlu bir şeyler en işe yarayanlardır.

Mesela: İş açısından onsuz yapamayacağınız en sevdiğiniz iPhone uygulaması hangisi? Grafik bileşenleri konusunda 2017'de mutlaka okunması gerektiğini düşündüğünüz kitap hangisi? En sevdiğiniz medya aracı hangisi? Ünlü bir düşünürün dediği gibi "Ağaçları değil, palamutları düşünün".

3- Bir araya getirin.

Birinci maddenin tersine, merkezi bir konu ile ilgili olan blog yazılarını bir e-kitap ya da beyaz kitapta toplayın. Bunu ücretsiz (insanların yüklemek için kayıt olmaları şartını koymadan) ya da ücretli dağıtın.

4- Bir içerik kasabı yaratın.

New York'ta bir pazarlama danışmanı olan C. K Karley (www.ckb2b.com) bir beyaz kitabın ya da yazılı görüşün, bir blog yazı dizisi ya da hedef grubunuzun işe gidip gelirken dinleyebilecekleri bir grup bilgilendirici pod yayını haline gelebileceğini söylüyor. Şirketinizin konusunda uzman çalışanları tarafından yapılan konuşmalarını kaydettiğiniz bir konferans bir çevrimiçi video dizisi haline gelebilir.

Ya da C.K'in dediği gibi, "Hazırlattığınız en son araştırmanın bulguları bir dizi Twitter iletisi ve duvar duyurusu olabilir... Bunlar tekrar çalışma ile ilgili bir blog yazısına bağlantı verebilir... Bu yazı araştırmanın en büyük sürprizlerinin tartışıldığı bir sesli pod yayınına bağlantı verebilir...O da çalışmanın konusu hakkında uzman olan kişilerin çalışmanın çıkarımlarını tartıştığı bir video röportajını bağlanır... Bu sırada ayrıca mobil izleyiciler için çalışma bulgularının "Çabuk okunacak!" bir özetini de sağlarsınız."

5-Sohbeti ateşleyin.

İçeriğinizde ele alınan kategoriler, konular ve zorluklar sizin kuracağınız ve idare edeceğiniz bir Linkedln yada Facebook grubuna yol açabilir ( ya da var olanı destekleyebilir).

Tüyo: Şirketinizin ismini taşıyan bir grup kurmak yerine üyelerini ortak bir zorluk ya da konu etrafından birleştiren bir grup yaratın. İnsanların daha geniş bir kitleye hitap eden bir gruba olmaları daha olasıdır.

6- Müşterilerin hikayelerini anlatın.

Makale ya da PDF olarak yayınladığınız müşteri başarı hikayeleri en iyi uygulamalar üzerine webiner ya da yenilenerek bir dizi video tanıklığı haline gelebilir.

7- Sunumları ve konuşmaları kaydedin.

Ekibinizin yaptığı sunumları ve konuşmaları kaydedin ve YouTube'de yayınlayın. CEO' nuzu yıllık rapor özetini sunarken videoya çekin ve bir yönetici özeti eşliğinde yayınlayın. Bunu blogunuz’da, Twitter'da, Facebook'ta ya da diğer sosyal sitelerde yayınlanmak üzere farklı amaçlara uygun hale getirin.

8- Mobil dünyaya geçin.

Ekibinizin düzenli olarak izlediği sektöre dair veriler, pazarınızın abone olmak süreti ile, bilgisayarları başında çalışmıyorken de sektörle ilgili gelişmelerden haberdar olmasını sağlayacak bir mobil SMS akışı haline gelebilir.

Tüyo: İçeriğinizi mutlaka taşınabilir cihazlar için optimize edin. Aynı web içeriğine hem bir diz üstü bilgisayarda hem de bir akıllı telefonda bakın dediğimi tam olarak anlayacaksınız. Geniş ve küçük ekranlara göre optimizasyon yapmak daha fazla çaba gerektirir; ama içeriğinizin akıllı telefonlar yolu ile erişilebilir olmasını istiyorsanız o fazladan çabaya değer (ki bunu istersiniz).

9- SlideShare.net' e sunumlar ve e-kitaplar ve Scribd.com'a da beyaz kitaplar gönderin.

Bu ücretsiz hizmetler SlideShare'de Power Point yada açılış sunumlarını yüklemenize ve ardından da onları istediğiniz gibi Twitterda, blogunuz da vb. de paylaşmanıza olanak sağlar. Sektörel bir etkinlikte bir PowerPoint slayt sunumu, hem geniş (masaüstü, dizüstü) hemde küçük (akıllı telefon) ekranlarda görüntülenmek için mükemmel bir çevrimiçi slayt sunumu haline gelebilir. Sunumu daha da dinamik hale getirmek için slaytların üstüne ses eklemeyi de düşünebilirsiniz.

10- Aynı şey, farklı şekilde.

Bir blog yazısı ya da bir makale için biriyle röportaj mı yapıyorsunuz? Bunu hikayenizden farklılaştırmak üzere bir kaç ekstra sorunun yer aldığı bir video ya da ses kaydını alın ve ardından ayrı ayrı yayınlayın.

11- Kameranın arkasına geçin.

Okuyuculara ya da takipçilere şirketinizin içini gösterin. Bir pod yayınını ya da videonun yapım aşamasına ait bir fotoğrafı Twitter'da paylaşın. Üzerinde çalıştığınız içeriği Twitter’da ya da Facebook’ta paylaşın.

12- Haberleri farklı şekillere sokun.

Şirketinizin en son haberlerinden birini alın ve bunun önemine dair kısa bir blog iletisi yazın. Haberi olduğu gibi yayınlamakla kalmayın; izleyicilere, onun neden önemli olduğuna dair görüşlerinizi aktarın.

13- Ortak bir konudaki Twitter iletilerini seçerek bir araya getirin ve bir SlideShare sunumu yaratın. Bu bir etkinlik gibi paylaşılan bir deneyimin ardından özellikle etkilidir. Daha hoş mu olmasını istiyorsunuz? Alıntıları etkinliğin kendisi sırasında çekilmiş samimi fotoğraflarla harmanlayın.