Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ağustos '07

 
Kategori
Eğitim
 

Farklılıklarla yaşamak

Farklılıklarla yaşamak
 

İnsan nedir diye sosrarsanız “yere göğe sığmayan sonsuz bir anlamdan başka birşey değil”derim. Tarifi zor büyük bu anlamın evrende varolan herşeyin ta kendisi olduğunu düşünüyorum ve bu yüce anlamın yani “insanın” sadece kitap okuma yolu ile gelişeceğine inanıyorum.

Günümüzdeki internet okur yazarlığını da eklersek bu gelişim dairesine, insan okuyarak kendini tanıyabilir, edindiği bilgilerle özünü doyurabilir. Kendinden farklı bambaşka kişilerle, düşüncelerle tanışarak “farklılıklarla yaşama” erdemini geliştirebilir.

Daha ileri gidecek olursam, insan okuyarak ruhunu sağalatır. Günümüzde bibliyoterapi yöntemi ile insanların sorunlarına çözümler yaratılıyor. Psikolojik danışman gözetiminde kişinin sorununa benzer özellikler gösteren bir öykü veya roman seçilerek, bu öyküyü okumasını ve kendi içinde bir yolculuğa çıkarak duygularını tanımasını istiyorlar. İlk uygarlıklardan bu yana kitapların ruha sağlık veren kaynaklar olduğu açıkça biliniyordu. Eski Yunan’ da kütüphanelerin kapı girişlerinde “ruhun sağlık bulduğu yer” yazarmış.Hatta semavi dinlerin, inanış sistemlerinin bir kitaba sahip olması bu gerçeği destekleyen en önemli göstergesi değil mi?

Geçenlerde bir televizyon programında tuğlalara kendi şiirlerini yazdıran yaşlı bir çoban vardı. Kendisi kıtlıktan, yokluktan okuyamamış ama eline geçen her yazıyı okutmuş. “Elime bir takvim yaprağı geçse okuturum, yerde bir gazete parçası bulsam hemen yanımdakilere okuturum” diyordu. Bu yaşlı çoban amca okuma hevesini evrimleştirmiş, artık hayatı okuma evresine yükseltmiş ve kendi dünyasının yansımalarını tuğlalara şiirler yazarak göstermiş. Şikayet etti yeni nesli, okumuyorlar dedi. Bizim insanımız eline ne geçse okurdu şimdi kimse okumuyor dedi.

Önceki nesillerin çok okuduğu şimdilerde ise bunun yerini görsel öğelerin aldığı bir gerçek. Biz okuyan düşünen toplum olmaktan çıkıp izleyen ve konuşan bir toplum olmaya dönüşmekteyiz. Bu dönüşümle hoşgörü ve anlayışımızı, farklılıklarla yaşama erdemimizi kaybediyoruz. Nasıl kaybetmeyelim; bir başkasının neyi nasıl nerede ne zaman düşündüğünden haberimiz yok.

Farklılıklarla yaşamak, tahammül etmek yüksek bir erdemdir. Bunun için bir bebek dik oturmaya başladı mı hemen eline kitap vermek lazım ki görsün, farketsin, öğrensin diye.Sevgi ile kucağına alırken bir öykü okuyamalı mesela başını okşayarak. Hayatı, sevgiyi, neşeyi, hayvanat bahçesindeki dostları, dünyanın bir ucundaki çocukları, açları, yoksulları, engellileri, hastaları, annesiz babasız çocukları, kelebekleri, güneşi kitaplarla öğretmeli bence.Kendisi gibi olmayanları görerek, okuyarak okutarak kitaplarla yetişmeli bir çocuk... Böylelikle kendisi gibi olmayana acımak, yabancılaşmak hatta kin gütmek yerine herbirimizin yüce bir anlam olduğunu unutmasın. Unutmasın ki farklılıklarla yaşayarak kendini ufkunu, yaşadığı dünyayı geliştirebilsin. Kitaplarla çocukları sevmek dışında başka yolu yok bunun.

Aylin Atasagun

 
Toplam blog
: 53
: 4924
Kayıt tarihi
: 07.07.07
 
 

Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Eğitim Programları ve Öğretim Bölümünden mezun oldu. ..