Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Nisan '10

 
Kategori
Futbol
 

Galatasaray Leyla Ben Mecnun

Galatasaray Leyla Ben Mecnun
 

Evlere şenlik ligimizin “komşular alışverişte görsün” maçlarından birinde başrolü oynayan ne yazık ki taraftarı olduğum takım Galatasaray’dı.

Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olma tehlikesi arz eden bir durumda bulunan taraftarı olduğum takım Galatasaray maçtan önceki bütün kuşkularımı doğru çıkartarak beni utandırmadığı için sevinsem mi üzülsem mi hala bilemedim.

Ara transferde yaratılan sahte fırtınanın mağdurlarından olan birçok taraftar gibi ben de şimdiki duruma üzülüyor ama bir yandan da seviniyorum. Zira taraftarı olduğum takım Galatasaray kazara şampiyon olsa yanlış felsefe doğru zannedilecek ve belki de onarılması güç başka vahim hatalar peşpeşe gelecekti.

Şu anki manzarada bazı kişilerin başını avucunun içine alarak (bakınız Bakırköy’deki heykel) düşünmesi icap ediyor. Tabi manzara deyince aklına sıra dağlar ve dağların arasından akan bir nehir gelen varsa bu önerimizin işe yarama olasılığı da sıfırdır.

El elin eşeğini türkü çığırarak ararmış diyen atalarım birçok şeyde olduğu gibi doğru söylemiş. JO JO diye yere göğe sığdıramadıkları EL haliyle bizim eşeği türküyle arayacak. Alemlerden antrenmana fırsat kalsa çocuk futbol oynayacak tabi, kötü bir niyeti yok. Yoksa evde parti vermiş filan zararsız. Ne yapsın yavrucak, parti mi kursun?

KEİTA KEİTA diye başımıza tac ettiğimiz hala tiyatroya devam edecek. Kaç kere söyledik bilmiyorum? Keita’yı Müjdat Abi’nin tiyatrosuna yazdırsınlar yahu. Yetenekleri boşa gitmesin adamın. İki perde bir şeyler öğrenir hiç olmazsa. "BKM uyuma geleceğin yıldızına sahip çık" da diyebiliriz. O da alternatif çözüm!

RAYKARD nam teknik direktör ise şapkadan kuş çıkartmayı bıraktı doğrudan seri piliç üretimine geçti. Artık seri halinde şapkadan piliç çıkıyor. Saba Tümer’in kahkahasını da fona koyduk mu tam olacak. Ha-ha-ha-ha-ha-haaaa

Zira yıldızdan daha yıldız; geleceğin değil tüm zamanların yıldızı ninnisiyle bizi uyutarak getirttiği DOS SANTOS nam bücürün marifetlerini de izleyebileceğimiz günü iple çekiyoruz. Lig bitmeden bu oğlan gol atacak ümitliyiz.

Maçı anlatmak isterdim. Anlatılacak bir yeri olsa anlatırdım da. Keçi boynuzu tadında eveleme-geveleme taktiğini futbol diye anlatırsam futbola ihanet etmiş olurum.

Öyle ki küme düşmeye oynayan bir takım var, futbol oynayamaz halde, gelenden-gidenden şamar yemiş; bir de taraftarı olduğum takım Galatasaray var. Bir yanağına SARI ötekine de LACİVERT şamar yemiş ve yanaklarındaki pempeliği de havalı oluyor diye rötuşlatmamış gibi! Akıllar orada kalmış.

Sistem, taktik falan hak getire. Saldım çayıra Mevlam kayıra dizilişiyle sahaya dizilmiş 11 adam var; ele verir talkını kendi yutar salkımı babından kontenjanlı Rijkaard var; ben futbolcunun zeki, sakatlanmayan, darbeye dayanıklısını severim diyen Halis Özkahya var; PEGASUS ettiğini beğendin mi diye hala uykusuz gözlerle kendini maça vermeye çalışan BEN varım.

Alma gülüm-verme gülüm, bu top bana gelirse ben ÖLÜM diye oynayanlar taifesi ile düşene bir de ben vurayım el mi yaman ben mi yaman göstereyim taifesi arasında oynayan ama ne hikmetse kıyasıya değil de kıydırasıya modunda geçen bir maç, hayret ki uzun müddet uykumu getirmemiş. Çünkü sürekli kafein takviyesi yapıyorum. Öyle ya, maçı izleyip CANLI MAÇ anlatımı sayfasına koyacağım.

Durum 1-0 idi. Sonra bir baktım maç bitmiş, reklama girilmiş, odada bir sessizlik hakim. “Amaaan zaten bir gün öncem kabus gibi geçmişti, gidip yatayım bari” dedim. Sanıyorum ki maç 1-0 bitti. Bitime 5 dakika filan kalmıştı çünkü. Sonra uykum açılınca MB’a girince acı gerçekle yüzleştim. Keçi boynuzunu bile kaçırmışım iyi mi(?!)

Daha ne yazılır bilmiyorum. İçimi döktüm. Taraftarı olduğum takım Galatasaray’ın beni gark ettiği tarifsiz ızdırabı yazayım istedim. Falan kötüydü filan iyiydi diye sıralayacak bir listem de yok. Bu saatten sonra, şampiyon olacağız, ümidimizi kaybetmeyelim diye çocukları avutacak halim de… İkinci olursak öpüp başıma koyarım. Hatta üçüncülük bile süper kaçar :)

Murat HACIOĞLU

W E B B E N


 
Toplam blog
: 656
: 1708
Kayıt tarihi
: 08.12.08
 
 

Allah kimisine “Yürü ya kulum” demiş. Ben onu “Yürü, yaz kulum” anladım. Yürü anca gidersin manas..