Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ekim '10

 
Kategori
Futbol
 

Galatasaray kötü bile oynayamadı!

Galatasaray kötü bile oynayamadı!
 

kaynak: hurriyet.com.tr


İçim acıyor.. Moralim bozuluyor..

23 Temmuz tarihinde "Galatasaray ancak ilk beşe oynar! Bu ne rezalet!" diye yazmış, 15 Ağustos tarihinde de "Galatasaray şampiyon olacak" diye ironi yapmıştık. (Bu yazıları okumamış olanlar için linkini en altta vereceğim.) O satırları yazdığımda Galatasaraylılar bana çok kızmışlardı, keşke haklı olsalardı.. Galatasaray'ın kötü olduğunu o zamandan bu yana uzun uzun yazdık. Bu akşam ise onu bile göremedik. Galatasaray kötü oynamayı da beceremedi.. 2-1'lik mağlubiyete sevinecek hale geldik.

Geçen haftaki İBB maçını değerlendirirken de yazımızı "Haftaya Kardemir D.Ç. Karabükspor maçı, dört haftadır galip gelen Galatasaray'ın bir istikrar yakalayıp yakalamadığı ve yükselişte olup olmadığı hakkında iyi bir sınav olacak. Bu maçın sonucundan sonra Galatasaray için daha net ifadeler kullanabiliriz diye düşünüyorum." diyerek bitirmiştik. Çünkü takip ettiğimiz kadarıyla Karabükspor sahasını iyi kapatan ve ilerde hızlı adamlarıyla gol pozisyonu sıkıntısı çekmeyen bir takımdı. Aldıkları sonuçlar da iyi bir takım olduklarının açık bir göstergesiydi. Kaybettikleri BJK maçında dahi beğenmiştik. Bu akşam da aynısını yaptılar.

Maça geçmeden geçen haftanın cevabıyla başlayalım: Galatasaray sınavı geçemedi, "yükselişte olduğu" masalı da burada sona erdi. Henüz Trabzon, FB, BJK, Kayseri'yle bile oynamamış takımın 7 haftada 3 mağlubiyeti var.

Galatasaray o kadar kötü oynadı ki, Karabük değil sahada sanki Liverpool vardı. Karabüksporlu futbolcular hiç bu kadar zevk almışlar mıdır acaba top oynamaktan? Maç 4-5 farklı bitmeliydi..

Galatasaray'ın gücü yok. Sakatlıklar da Galatasaray'ı çok etkiliyor. Arda, Baros, Sabri gibi eksikler hissediliyor. Diyeceksiniz ki; "sonuçta sahaya Galatasaray takımı çıkıyor." Doğru ama takıma 18'i yapabilmek adına bonservissiz veya ucuz adamları doldurursanız eldeki iyi oyuncularınız sakatlandığı anda yerine koyduğunuz yedekleriniz sizi böyle 2. sınıf lig takımı haline getirir! Volkan Şen pahalıymış! Gelin "yaklaşık" bir hesap yapalım: Pino ve Lorik Cana'ya verilen bonservis toplamı 8 milyon euro, bunlara Serdar Özkan ve Mehmet Batdal'ı da eklersek dördünün yıllık ücretleri toplam yaklaşık 5 milyon euro. Hepsine 3 yıllık masrafın toplam 23 milyon euro. Volkan Şen'in bonservisi 10 milyon euro olsa, 3 yıllık da yıllığı 2 milyon eurodan 6 milyon daha toplam 16 milyon euro eder. Bakın bakalım hangisi daha pahalı? Pino ve Serdar'dan çok daha fazlasını Volkan yapar, Cana'nın yerine oynayacak çok genç var GS A-2 takımında, Batdal'ın yerine de. Al 2-3 kaliteli adamı, 1-2 de gençle kadronu takviye et. Bu seneki transfer politikası iflastır!!

Maça gelince.. Dakika 1, penaltı. Olmaz böyle bir penaltı! Madem penaltı, nerde sarı kart? Bu gösterilmeyen kart hakemin eyyamcılığının ayyuka çıkmasıdır! Gökhan Zan'ın 43. dakikada ceza alanının hemen dışında Emenike'yi yaka paça çekerek düşürmesine devam diyen hakemden daha fazlasını beklemeye gerek yok. O penaltı olmasaydı ne olurdu? Hiç bir şey değişmezdi. Büyük takımsan, penaltıya rağmen telaşa kapılmayacaksın, yeneceksin.

Maç başladı, Pino sağda, haydaa!! Geçen hafta İBB maçında sağ kanatta iyi oynayan ancak sola alınınca etkinliği kaybolan Pino bu hafta yine solda. Sağ kanatta Barış! Aykut Kocaman vekaleten takımı kursa, bu kadarını yapmaya utanırdı herhalde. Ayrıca Pino'nun yüz ifadesi de bir ilginç. Adam sanki herkesle küsmüş gibi. Acaba arkadaşları doğum gününü falan mı hatırlamadılar?

Galatasaray bile Karabükspor arasındaki en büyük farklardan biri de defansta ve hemen önlerinde oynayan oyuncularıydı. Galatasaraylı futbolcular topu aldıları anda Karabükspor defansı bastı, yüzlerini kaleye dönemediler. Karabük forvetleri ise topu ayaklarına alana kadar müdahale eden yoktu. Geç basılınca da ya çalım atıyor ya da boştaki arkadaşlarına pas veriyorlardı. Galatasaray bırakın taktiği falan, futbolun temel kurallarına yabancılaşmış.

Barış golü attı ama ikinci sarı kartı görmek için hakeme yalvarmadığı kaldı. Bir futbolcu bu kadar mı (en hafif tabiriyle söyleyelim) düşüncesiz olur?! Anlamak mümkün değil..

Galatasaray'da Musa diye bir adam var, geçen sezon Bank Asya liginde en değerli oyuncu seçilmiş, 18 yaşında. M.Sarp ile olmamış, Misimovic de geldiğinden beri sürünüyor, koysana 18'e, sürsene bir kere sahaya.  

Ali Turan için bonservis vermeme kavgasında GS'yi artık haklı buluyorum, bu adam için değil bonservis ücreti, Kayseri-İstanbul otobüs bileti bile ödenmez. Hadi sağ bek değil diyorduk ama adam stoper de değil. Pasları isabetsiz, telaşlı ve en önemlisi ağır. Rakiple her birebir kaldığında rakibinden çalım yiyor ve çabuk dönemiyor, dönemeyince de hep elleriyle itiyor ya da önüne geçerek engelliyor ve tehlikeli bölgeden serbest atışlara sebep oluyor.

Sahanın en şanssız adamı Ufuk'tu. Penaltıyı kurtaracakken yerden seken top elinin üstünden gitti, ikinci golde de top Galatasaraylı oyuncularla bilardo oynamasaydı yerini almıştı. Olsun, tek sağlam adamdı. Rıdvan Dilmen her programda Galatasaray'ın kaleciye ihtiyacı olduğunu söylüyor, demek ki iyi kaleci.

Önemli bir konu daha var: Maçın 40-43. dakikaları arası sakatlık dolayısıyla Karabükspor'lu oyuncular topu iki kere taca attılar veya bıraktılar. O topları tekrar rakibe vermeyip atak geliştirmeye çalışan centilmenlikten nasibini almamış Galatasaray takımında oynayan bazı futbolcuları ayıplıyorum, Galatasaray'a yakışmıyorsunuz!

23 Temmuz'da attığımız başlığı şöyle değiştirelim: Galatasaray ilk beşe oynar mı?

Dedim ya, içim acıyor.. Hayatın tadı tuzu kalmıyor.. Şimdi bütün bir hafta nasıl geçecek?! 

blog.milliyet.com.tr/Galatasaray_sampiyon_olacak_/Blog/ 

blog.milliyet.com.tr/Galatasaray_ancak_ilk_bese_oynar__Bu_ne_rezalet_/Blog/ 

 
Toplam blog
: 293
: 1063
Kayıt tarihi
: 07.11.08
 
 

Sporun bir kavgadan çok; ahlak, mücadele, eğitim, zeka ve dürüstlük olduğuna inanıyorum. Doğaya, ..