Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ekim '14

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Gezi : Kordelia ve Kemeraltı (4)

Gezi : Kordelia ve Kemeraltı (4)
 

Desem ki , Kemeraltı’yı görmeyenler İzmir’i  görmemiştir… Bence İstanbul’da Mahmutpaşa neyse, Kemeraltı da İzmir de aynı… Kalabalık bir Çarşı… Ne istersen var. Envai türlü dükkanlar. Alış veriş yerleri… İnsan sağa mı, sola mı bakacağını şaşırıyor. Vaktin nasıl geçtiğini de anlayamıyorsun.
 
Bu arada bazı alışverişler de yaptık. Kızımız için küçük hediyeler aldık (biblo kediler filan) Ben de kendime göre alış-veriş yapayım dedim. 
 
Bir adam 10 tanesi 1 liraya tükenmez kalemler satıyor. Ben de bilmece çözeyim derken çok kalem harcıyorum. Çok ucuz diye, bekletmeden 1 TL yı toslayıp, 10 tane kalemi aldım . Neyse.. Eve geldiğimde , kalemlerin hiç birisinin yazmadığını gördüm. Demek ki neymiş :  “Ucuz etin yahnisi olmazmış..” Ucuz kalemin de mürekkebi olmuyor zahir… Yani küçük tertip bir dolandırıcılık. Hay Allah. Anlatsam bir türlü anlatmasam bir türlü.! Ama siz rastlarsanız, o kalemlerden almayın. Benden söylemesi.
 
Çarşıyı gezdik, dolaştık . Çarşının sonunda bilindiği gibi “Kızlar Ağası Hanı” bulunuyor. Osmanlı döneminde tüccarların, hizmetkarlarının ve yüklü develerinin kaldığı Kızlarağası Hanı, şimdi kültür ve ticaret merkezi işlevi görüyor. (ntvmsnbc.com)
 
“Kızlarağası Hacı Beşir Ağa tarafından 1744 yılında inşa ettirilen Kızlarağası Hanı, konuklarına tarihi atmosfer içinde dinlenme ve alışveriş olanağı sunuyor. (cumhuriyet.com.tr)
 
Hanın içinde ve avlusunda çeşitli dinlenme mahalleri; lokantalar, aşevleri var. Biz de biraz dinlenmek için , revaklı şadırvanlardan birinin dibine çöktük. Hanın avlusunda yeteri kadar güzel ağaçlar var. Serin bir yer ama çok turist var. O bakımdan hiç de sakin değil. Ama aldırış etmeden tavşan kanı çaylarımızı içmeye başladık. Ohh … zevkimiz Bey’de yok…
 
Ama aklıma , Milliyet Blog’dan arkadaşımız, Sayın Şahin Özşahin düştü. Sağolsun hep davet eder; İzmir7e gelirsen beni aramadan gitme der. İyi dost..
 
Telefonlaştık. 
“Han’da 15 dakika oyalanın , hemen gelip sizi alacağım…” dedi.
Ben de kendisine, kendisini görmekten çok mutlu olacağımı bildirdim.. Bu arada karnımız acıktı. Ve kızımızın arzusuna uyarak, Kumpir istedik… Ve güzelim Kupir’lerimizi dolu dizgin yedik. Daha kumpirlerimizi bitirmek üzereydik ki, baktım bir yaşlı delikanlı , öteki Şadırvanın çevresinde dönüp, duruyor. Kalktım “Şahin…!” diye bağırdım. Duydu geldi. Kırk yıllık dost gibi sarıldık birbirimize… İşte bakın, bu Milliyet Blog, insanları bu kadar yaklaştırıyor..
 
O da, ben de birbirimizi gördüğümüze, tanıştığımıza çok memnun kaldık. Epey bir dedikodu ettik. “Haiku”dan konuştuk... Milliyet Blog’un duayenlerinden…  Şahin :
“Biz burada sık sık Milliyet Blog Günleri yapıyoruz. İzmirli Blogçular birbirini çok iyi tanıyor..” dedi. Ne güzel. 
 
“Zaman olsaydı, Muzaffer Cellek, Mesut Selek Büyüklerimizi de görmek istediğimi söyledim..”
Şahin, arabasıyla bizi gezdirmeyi teklif etti. Hatta Çeşme’ye bile gidebiliriz, dedi. Sağolsun. Çok cömertti… Bizim gideceğimiz yerler vardı, kendisinden izin istedik ve ayrıldık. Şahin Özşahin’i gördüğüme çok sevinmiştim. Kendisini bir kardeş gibi gördüm… Yine yazışırız. İnşallah ilerde yine görüşürüz.
 
Sonra yavaş yavaş Pasaport’a doğru yürümeye başladık. Bu arada oralarda yeni çarşılar yapılmış .. Onları gezdik. Konak “Pier” çarşısı çok zarifti ,fakat deniz kıyısında yer bulamadığımız için oturamadık ve yürüdük . Nereye kadar mı? Taa Pasaport’a ; Vapurun kalktığı yere kadar..
 
Orada denize bakan bir sürü “Kafe”, Lokanta, Restoran… var . Onlardan bir kafeye oturduk. Oturur oturmaz, kızımın bitmez tükenmez tavla partilerinden birine yakalandım. Al beşi, ver şeşi derken, karşıdan Pasaport- Karşıyaka gemisi gözüktü, koşa koşa  iskeleye koştuk ve kendimizi gemiye dara dar attık. Ondan sonra, Alsancak, Yamanlar Dağı vs.. seyrederek Karşıyaka’ya geldik.
 
Şimdi, bu Cadde’den yukarıya yürüyerek nasıl çıkacağız. “That’s the question?” 
 
Ama daha önceden, yukarı çıkan inen  traktörümsü bir araç görmüştüm. Bunun ne olduğunu sorduğumda, İskele Caddesinden yukarı yaşlıları parasız yukarı-aşağı götürüyor, demişti kızım. Gözüme kestirmiştim.
 
Bekledik, on dakika sonra araba geldi. Bütün gençler içine doluştuk. Haydaa.. tıngır mıngır.. Yukarıya tırmandık. Kızımla Boynoz’cuda (hay Allah her keresinde bu “boyoz”u ya boynoz yapıyorum, yada boynuz!..Duyan gülüyor..!)   buluşmak için sözleştik. Boyoz’cu’da bekledik, beş dakika sonra geldi. Birer boyoz yedik.
 
Oradan , kızım size yeni bir sürprizim var , dedi. Yogundum. Huysuzluk ettim “İstemem,” dedim. Kızım ısrar etti.
 
Biraz yürüdük ve biraz sonra “Latife Hanım Konağı”na geldik. Çevre yemyeşil. Latife hanım’ın evini müze yapmışlar. Ne güzel! Evi gezdik . Bahçesini de harika bir Dinlenme Bahçesine çevirmişler. Yiyecek içeçek bol. Bir iki erkek gördük ama burada kadınlar da bol. Emekli hanımlar hayatın tadını ne güzel çıkarıyorlar. Belli ki günlerini filan da burada yapıyorlar.
 
Çevreye baktım ne yiyip, içiyorlar, diye… Paçanga böreği ısmarladık. Çok güzeldi… Dinlendik . Latife hanım’a da dua ettik…
 
Koca Karşıyaka, Atatürk’ün yakını iki Hanım sayesinde bugün nefes alıyor. Kuru kuru mahalleler, onlar arasında kalmış cennet gibi bu  iki mekan : Zübeyde Hanım Bahçesi ve Latife Hanım Bahçesi sayesinde çok daha çekilir halde.… Karşıyaka’lılar ve İzmir’liler vede bütün Türkiye bu iki kadına dua etsinler. Ve onların sevdiği insana da… Karşıyaka bu kadar sevimliyse, biraz da bu insanlar sayesinde.
 
Latife Hanım Konağı Bahçesi’nde epey oturmuşuz.  Dinlendik ve eve döndük.
 
Akşamleyin de, hep beraber, deniz kıyısındaki gazinolardan birine gittik. Yedik içtik eğlendik. Ve tesadüfen tepemize dikilen Dolunayı seyrettik.  Hay Allah, ay bu kadar mı güzel olur. Ay İzmir’de daha da güzel!
 
İzmir güzel. Eğer insan güzeli, güzel güzel yaşamak istiyorsa. İzmir’e gelsin. Ne diyeyim.
………………………….
Not: Bu yazıda Kordelia’nın İzmir olduğunu anımsatan yerler olmuştur. Arkadaşlarımın ikazına göre, Kordelia , Karşıyaka’nın eski adıdır. Düzeltir, özür dilerim.
 
 
 
 
 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..