Gurur duyuyoruz.

Yıllardır büyük bir özenle sakladığım bir kağıt var. Temmuz 2007 tarihini taşıyan bu resmi yazı Kanada Calgary Üniversitesinden gelmiş ve Rektör imzalı. 

Yazıda bir süre önce lisans üstü eğitim yapmak için Üniversitelerine başvuran ve bir dizi elemeden geçen Burcu Göker'in tam burslu olarak Calgary Üniversitesi'nde master yapmaya hak kazandığı yazıyor.

Yazı, ilk okuduğumda çok etkilendiğim daha sonra her okuyuşumda beni derin düşünceler sevk eden ve bu güne kadar bu kağıt parçasını saklamama sebep olan bir cümle ile son buluyor.

 Bu cümle aynen şöyle devam ediyor.

Üniversitemizdeki lisansüstü eğitim sürecinizde hiçbir yaşam kaygusu olmadan tüm çalışma ve araştırmalarınızı yapacağınız bütün olanakları sağlayacağız. 

Bu olanakların neler olduğunu kızım eylül ayında eğitime başladığı zaman daha iyi anlıyoruz. Doktora ve master öğrencileri için tahsis edilmiş çok lüks bir dairede yaşam, bütün çalışmalarını yapacağı harika bir çalışma mekanı, her araştırdığı konuyu rahatlıkla bulabileceği geniş kütüphaneler, çalışmalarını sergleyebileceği konser salonları, tüm dünyadaki çalışmaları araştırabileceği iletişim imkanları ve bunun gibi bir dizi olanak. Bütün bunlara okulda konusu ile çalışma imkanı sağlanıp elde ettiği geliri de ilave edersek harika bir yaşam. 

Kızım Burcu Göker bir klasik müzik keman öğrencisiydi Calgary Üniversitesi'nde. Daha sonra tanıştığım ülkemden gelmiş biyoloji, tıp, bilgisayar, fizik, kimya master ve doktora öğrencileri de yaşamlarından çok mutluydular. Çok geniş laboratuarlar, geniş araştırma imkanları, yüksek burslar, bu gençlere ülkelerinde sağlanmayan imkanları veriyor ve araştırmalarını büyük bir zevkle yürütüyorlardı.

Hepsi ülkemin çok değerli üniversitelerini yüksek derecelerle bitirmiş olan bu gençler çok yüksek burslarla Calgary Üniversitesine kabul edilmiş ve hakikaten yukarda bahsettiğim yazıda vurgulandığı gibi hiçbir yaşam kaygusu olmadan tüm bilimsel olanaklardan yararlanarak çalışmalarını sürdürüyorlardı.

Bu arada konuştuğum tüm öğrenciler bu geniş olanakları bırakıp ülkelerine dönmeyi hiç düşünmüyorlardı. Hepsi ülkesini çok seviyordu ve geride bıraktıklarını düşündükleri zaman gözleri nemleniyordu. Ama bilime, sanata gönül vermişlerdi ve onların önünde çok büyük amaçlar vardı.

Türk'ün ismini tüm dünyada bilim ve sanatta yaptıkları büyük çalışmalarla göklere çıkartan bütün gençlere sevgilerimi göndermek istiyorum bu yazımla. Onların isminden ancak Nobel kazandıkları zaman haberimiz oluyor. Olsun. Ülkemde bir pop sanatçısı kadar bilinmeseler de onlar tüm dünyaya Türklüğü duyuruyorlar.

Yazımı A.B.D North Carolina Üniversitesi Profesörü Sayın Aziz Sancar Beyi almış olduğu Nobel ödülü sebebiyle kutlayarak bitirmek istiyorum.

Sizinle gurur duyuyoruz.