Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Kasım '14

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kıl oldum abi!..

Kıl oldum abi!..
 

Kaynak: İnternet


İlk önce, ağır silahların yurt dışından temininin ordudan alınıp da iki bakanlığa devredilme aşamasında kıllanmıştım.

Beni en huzursuz eden şey ise bu alımların orduya bildirilme gerekliliğinin de olmamasıydı! Nasıl yani, ülke içine ağır silahlar alınacak ve o ülkenin ordusunun bundan haberdar olması bile gerekmeyecek!...

"Huu polis devleti mi oluyoruz?" diye höykürdüğümü çok iyi anımsıyorum...

Gel zaman git zaman, emniyete ağır silahlar alınmaya başlandı, en sinir olduğum durum hasıl oldu tabii ki.

Kısaca şöyle açıklamaya çalışayım o durumu: Bir taraftan haklılığın ortaya çıkarken "Eee, demiştim ama..." diyerek hafiften başını dikleştirip, omuzlarını da biraz yükselterek koltuk altlarına küçük birer karpuz koymuş pozisyonuna girmeye heves etmişken bir anda "Ulannn, bu hiç de hayra alamet değil ya lan!..." diyerek gerçeğin farkına varıp da eseflenmeye geçişteki o bir-kaç saniye bünyeyi şaşkına çeviriyor!

Hah işte, o şaşkınlık durumu bir-iki seferden fazla olunca insanın hayatında sinir edici bir hal almaya başlıyor.

Şimdi yeni bir güvenlik paketimiz daha var ki; eskiden "paket" dendiğinde ilk aklıma gelen hediye paketi olurdu, keza "torba" da erzak, zerzevat, olmadı yatılı misafirin yanında getirdiği pijama-gecelik, don, diş fırçası gibi şeyleri çağrıştırırdı, lakin artık "paket", "torba" dendiğinde aklımıza ana yarısı teyzeler kıvamında yasalar geliyor!

Adı "Güvenlik Paketi" ancak içeriğini okur-okumaz bende bir güvensizlik hissi oluştu ki pat diye bu paketin beni, seni korumak amaçlı değil de, onları, bunları korumak amaçlı olduğunu anladım ki aynı anda pıt diye yine o sinir olduğum durum hasıl oldu!...

O paket onaylanacak, bir kere bunu diyeyim. Nereden biliyorsun gibi gereksiz sorular da sormayın, binlerce yazı da yazsak, gösteri yapmaya da kalkışsak, yargıya dilekçe de sunsak ve hatta bir taraflarımızı da yırtsak ne duyan ne de umursayan var.

O paket onaylandıktan sonra ise yok anayasal hakmış gösteri yapmak falan diye düşünerek hayvan hakları için bile gösteri yapmaya bir kalk... Bir kalk bakalım noluyor; üç kişi toplaşınca dördüncüyü beklemeden dağıtmaya yönelik emir almış mı diyeyim, eğitilmiş mi diyeyim bilemedim, anında fişeklerini ateşleyip, ki kafana isabet etmezse bak şanslısın, bileklerine kelepçeyi geçirdikleri gibi götürecekler.

Kimsenin senden haberi bile olmayacak, bak, valla... Gözaltına alma süreleri 48 saat olacak, işlemler falan, adaletin senden haber alması dört günü bulacak...

İlköğretimdeki türban gibi dinleme de serbest olacak, yani yok yargıydı, karardı falan gibi gereksiz detaylarla uğraşmak yerine direkt hedefe kilitlenecekler ki hedef kitle de belli zaten!

"Şüpheleniyorum" lafı bir anahtar olup, emniyet teşkilatını harekete geçirecek ve ellerinde çeşitli kilitlerle koşacaklar.

Artık hangi kilit uyarsa...

Ama koskoca emniyeti "Boşanmakta olduğum kocam beni tehdit ediyor, öldüreceğim diyor, nolur yardım edin!" çağrılarıyla oyalamayın; "Şüpheleniyorum, sanırım beni öldürecek" diyerek de kelime oyunlarından fayda sağlayacağınızı ummayın; bu "Şüpheleniyorum" butonu öyle herkesin, öğrencinin, öğretmenin, doktorun, efendime söyleyeyim düz vatandaşın kullanabileceği bir buton değil.

Valla bak; karar çıksın, istediğin kadar bas...

Bir "bip" sesi, bir "tık" tınısı dahi gelmez.

O butonu kullanma yetkisi verilmiş kişiler var; sistem onların biplerine, tıklarına duyarlı...

Sen onları bipleyemezsin ama onlar seni öyle güzel biplerler, tıklarlar ki elini-ayağını nereye koyacağını şaşırırsın!

 

Mail: gulgun_2006@hotmail.com

https://twitter.com/Gulgunkaraoglu

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..