Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Aralık '14

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kurban keser gibi boğaz kesiliyor!

Kurban keser gibi boğaz kesiliyor!
 

Kaynak: İnternet


Bilmiyorum farkında mısınız; son zamanlarda hep bir boğaz kesme vakaları yaşanıyor. Kurban keser gibi...

Boşanmak isteyen eşinin boğazını kesiyor, husumeti olan adamın boğazını kesiyor, cinnet getiriyor çocuklarının boğazını kesiyor...

Nohut-leblebi gibi silah satılıyor ama boğaz kesmek ayrı bir şey diye düşünürken IŞİD'in de "Boğaz kesmek" gibi bir eyleminin olduğunu, herkes gibi, okuduğumda bunun yalnızca bir öldürme eylemi olmayıp, bir çeşit "Kurban" kesme olduğunu düşünmeye başladım.

Kurban etme ritüelini sorgulayacak değilim şu an, ancak "kurban etmek" ile kurban gibi insanın boğazını kesmek ayrı bir şey!

Ancak, bir şey var ki tam olarak adını koyamıyorum; adamların ellerinde her türlü silah var, her yere girip yakıp-yıkıyorlar ama insan öldürmeye gelince kafa kesiyorlar!

Kafa nereden kesilir?

Boyundan...

Göğsüne ya da başına bir kuşun sıkarak öldürmek daha kolay değil midir? Kurşunları boşa gitmesin mi isterler yoksa "Kurbanlık koyun gibi" iki-üç gün bekletip, boğazlarını kesmek mi istiyorlar?

Hayır yani, bunu yapanların Müslüman oluşlarından yola çıkıyorum ve özellikle boğaz kestiklerine kanaat getirmeye başlıyorum ki fena bir noktadır bu!

Gerçi onların yaptıklarını insan aklı, duygusu, mantığı her şekilde reddeder de, onların vukuatlarının ayyuka çıkmasından önce neden bizim toplumumuzda boğaz kesme yaygınlaşmıştır?

IŞİD şunun şurasında kaç aydır vizyonda ve kaç yıldır başlayan bir boğaz kesme şekliyle öldürme gündemimizde...

Demek ki bu bir eylem çeşidi...

Demek ki vizyona girmeden ön gösterimleri olmuş!

Ön gösterimler alkış almış ki daha gösterime girmeden etkisi ülkeyi sarmış!...

Şimdiden sonrasını düşünmeye korkuyor insan...

******

Oysa "Suçlu yok, kurban yok" diye bir olumlama var; demek istiyor ki ne suçlusun ne de kurban...

Bunu bir mantra gibi tekrarladığında öyle bir yararı var ki; hergün tekrarla bak, ne demek istediğimi anlarsın.

******

Kim kimin boğazına bıçak dayayıp da o bıçağı bastırabilir?

Hangi vicdan? Hangi din? Hangi insan?

O bıçak bastırıldığında fışkıran kan karşısında hangi anne-baba evladı sevinç çığlıkları atabilir?

Bu nasıl bir zihniyettir ve ne hikmetse bizim toplumumuzda yer edinmiştir!

******

Bu konuda asla kaygılanmayan hükümet anaokullarında din eğitimi, özel İmam Hatip okullarının kurulmasını, kızlı-erkekli eğitim yapılıp-yapılmamasını eğitimle ilgili olarak tartışacak, karşılıklı görüş bildirecekler!

İnsan sahiden merak ediyor; boğaz kesmek, kurban etmek ki bir kız hakkında bir söylenti yayın, bakın bakalım kurban nasıl ediliyor!

Can almak, canlıya eza çektirmek, canlının canından can çalmak, efendime söyleyeyim, fakir-fukaranın ekmeğinden çalmak; yalan-dolan ile insanları kandırmak ve bundan dolayı para-pul-şöhret sağlayıp da bu imkanlarla gariban halkı daha da kandırmak hangi din tarafından onaylanır, bilmiyorum, ama "Müslümanlık" denilip de yapılanlar bu olduğu sürece "Müslümanlık" da, "İslamiyet" de işte budur!

******

Ennn Müslüman cumhurbaşkanımızın yaptıklarına bir göz atın; IŞİD'e bakış açısına bakın... Bir de kendi halinize...

Boynuna bir bıçak darbesi vurularak kafası top gibi oynanan kişinin yerine de kendiniz koyun...

O buyuna bıçak darbesi sallayanın da...

Sosis değil ki öyle bir bıçak darbesiyle ikiye ayrılsın!

Katır-katır keseceksin!

Keserken suratına fışkıracak damarlarından akan kanlar... Miden bulanmadan devam edeceksin yüzüne bulaşan kanları silerken... 

Ooooo, kin, nefret ve kendinde olamayış bunu yaptırır ancak!

"Kendinde olamayış" suçluların "ilk kez uyuşturucu kullandım, ondan oldu" dedikleri yalan kadar bile masum değil!

Kendinde olamayış kendinin, ne yaptığının, neden yaptığının farkında olamayıştır ki gönül okşayan iki laf ile aklın çelinir.

Yaparsın; denileni yaparsın, öldürürsün denildiğinde öldürürsün; din adına derler, inanç adına... Hınç derler, intikam... Ananı derler, bacını... Babanı öldürdüler!

İntikam vaktidir derler...

Bir duruşun, bir görüşün, kendine olan güvenin yoksa oltaya takılırsın!

******

Zaten bu yüzden eğitim artık laf olsun diye... Laf olsun diye üniversiteler açılıyor, laf olsun diye bölüm üstüne bölümler ekleniyor...

Öyle umarsız gençler gün gelip de kapında yalvarsınlar ve iş bulamama korkusuyla gıklarını çıkaramasınlar!

******

İnsanları umutsuzluğa yolculayıp da bir adet kesme şeker ile kandırmaya çalışmak ancak çağdaş olmayan ülkelerin yöneticilerinin tercih ettiği yoldur ki genellikle başarılı olurlar!

Eee, bu insanlar da bir kesme şeker uğruna kafa da keserler, seçimlerde "evet" de derler...

Sorgulayanlar da okkanın altına girerler!

 

Mail: gulgun_2006@hotmail.com

https://twitter.com/Gulgunkaraoglu

 

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..