- Kategori
- Siyaset
TRT Evrenden, TRT Erdoğan'a!
Son zamanlarda Türkiye’nin ilk televizyon kanalı, bu arada devlet televizyonu olan TRT içindeki radikal değişimler bazı tartışmalara konu oluyor.
Tartışılan konular genelde TRT çalışanları arasında giyim kuşam gibi yüzeysel konular. Nedense tartışmacıların ve konuyu gündeme getiren aktivistlerin demokrasi bağlamında konuyu ele almadıklarına şahit oluyoruz. Bunun sebeplerinden birisinin, yazar çizerlerin demokrat olmamasından değil, konunun direkt muhatabının devlet, yani şu andaki devleti yöneten hükümet olmasından kaynaklı olduğunu düşünüyorum.
Malum, söz konusu demokrasi ve insan hakları olunca kimse gönül rahatlığı ile elini taşın altına sokmak istemiyor. Bu da demokrasiyi kuşa çevirmek isteyenlere, demokrasiyi kendi anlayış biçimlerine göre tasarlamak isteyenlere cesaret veriyor.
Seksenli yıllarda TRT'nin tek tabanca olduğu, farklı alternatiflerin olmadığı dönemlerde, bizler TRT'nin akşam 20.00 haberlerini sunan sunucuların “Sayın seyirciler Milli Güvenlik Konseyi ve Devlet Başkanı sayın Kenan Evren...” diye başlayıp yarım saat boyunca Kenan Evren’in güvenlikle başlayıp güvenlikle biten konuşmalarını ve gün boyunca ne yaptığı ile ilgili haberlerin mahkumu olmuştuk.
O yıllarda belki de TRT'yi anlamak mümkün olabilirdi. Sonuçta devlet kanalı ve devlet de darbecilerin, eli silahlı diktatörlerin elindeydi. İstese de istemese de onların isteklerine boyun eğmek zorundaydı.
O günden bu güne çok şey değişti.
Dünyada ve Türkiye’de bir çok taş yerinden oynadı.
Ülkeler yıkıldı, yerine yenileri inşa edildi.
Diktatörlere karşı halklar ayaklandı, rejimler devrildi yerine yenileri kuruldu.
Türkiye de bu değişimlerden büyük ölçüde nasibini aldı.
Ülkenin Kürtleri zulme ve inkara karşı isyan bayrağını çekti, on yıllarca sürecek bir çatışmanın içine girdi.
O günlerin çoğu diktatör yandaşı, günümüze evrimleşmiş birer demokrat olarak geçiş yaptı.
O günlerin çoğu Rusya'cıları günümüze fanatik Amerikancılar olarak dönüş yaptı.
O günlerin çoğu Amerika, Amerika diye nutuk atanları günümüze muhafazakar İslamcılar olarak adım atmış durumdalar.
O günlerden bu güne birçok siyasi fikirler kafalarda değişti yerini yeni oluşumlar aldı.
O günden bu güne Kürtlerin tanımı bile değişti, Kart Kurt diye bilinen bir Halk, Kürt kardeşlerim oldu.
Fakat o günden bu güne değişmeyen tek şey TRT'nin güçlüyü yüceltme hastalığı.
O günlerin TRT Haberlerinde bir tek “Sayın seyirciler Milli Güvenlik Konseyi Başkanı ve Devlet başkanı sayın Kenan Evren...” diye başlayıp ayni şekilde devam edip biten haberlerin yerini “Sayın seyirciler Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bugün falanca yerde, falanca açılışı sırasında...” diye başlayıp arada bir iki dakikalık muhalefet haberi ardından tekrar; “Sayın seyirciler sıradaki haberimiz; Başbakan R. Tayyip Erdoğan...” diye devam eden ve öyle de biten bir TRT.
Demokrasiden hiç bir nasibini alamayan bu kurum, seksenlerin eli silahlı diktatörleri dönemindeki alışkanlıklarını, güçlüyü yüceltme yalakalığından bir an evvel kurtulup dünyadaki ve Türkiye’deki değişimden birazcık olsun payına düşeni almalıdır.
Aksi taktirde şu kadar kanalımız var bu kadar çalışanımız var, dünyanın bilmem neresine kadar yayın yapıyoruz gibi cilalı söylemler hiç bir anlam ifade etmez.