- Kategori
- Gündelik Yaşam
Teşekkür Ederim
Ben bir köy çocuğuyum daha orta okulda bir daktilom olsun istemiştim, tabiî ki de olmadı hem imkansızlıktan hem de manasızlıktan. “Tamam da daktiloyla ne yapacaksın” dendiğinde hakikaten ya ne yapacağım ben daktiloyla, kompozisyon bile yazamıyorum deyip vazgeçmiştim diretmedim.
O yaşlarda, eğer iyi bir yazar olabilsem zaten iyi kompozisyon yazabilirim, yazamadığıma göre, ben en iyisi arkadaşlarıma mektup yazayım fikri daha iyi geldi. Kompozisyon yazamamaya hala anlam veremiyorum beklide özgür yazar kimliğe ters düşüyordu “keyfimce yazarım” prensibine aykırıydı.
Daha önce yine bir yazımda bahsetmiştim “yazma serüvenim” de. Yüksekokulda, okurken kavuştum daktiloya ama beklenen kavuşmanın sonu, beklendiği gibi olmadı. Şaka yapmıyorum daktilo dersinden ilk dönem kaldım, Neyse ki ikinci dönemi sınıf ikincisi olarak köfte ekmek ödülünü kazandım. Neyse ki ara sıra bende kazanıyorum.
Bence yazılarımı daktiloyla yazsam, çok daha iyi yazarım. Alayım bir bakayım, ilhamlarıma ilham katıyor mu diye ama artık daktilolar antika olduğu için alamıyorum. Yani ilham kaynağımdan yoksunum.
Neden tüm bunları yazıyorum… çünkü bu bir teşekkür yazısı.
Bu teşekkür, henüz sayısı çok az olan ama, bana yazabildiğim hissi uyandıran, beni yüreklendiren güzel takipçilerime ve fikirleriyle bana yol gösteren yanı başımda ki kıymetli dostlarıma.
Bitmez bir korkaklığım, inanılmaz boyutta özgüvensizliğim ve tarifsiz yazma isteğimle bir savaşım var benim. Günler ilerledikçe takipçi sayım artıyor bu inanılmaz güzel yüreklendirici bir şey ve ben en başında bütün bu güzel yürekli insanlara bu ürkek kıza cesaret verdiğiniz ve korkmadan yazabileceğini görmesinde yardımcı olduğunuz için hepinize teşekkür ederim.