Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Eylül '14

 
Kategori
İnançlar
 

Tüketim hırsı dindarları da vurdu.

Tüketim hırsı dindarları da vurdu.
 

Tüketimin hakkını veren toplumlarda üretim hız kazanmaya başlar. Hatta öyle bir kerteye gelir ki, üretim küçük değişim ve yeniliklerle tüketimi körükleyen ihtiyaç olmayan veya bir kereliğine kullanmak üzere ihtiyaç görünen şeyleri insana satın alma hevesi kazandırır.

İnsana tüket ki, mutlu olasın algısı oluşturan moda, reklam, çevre baskısı, onda var bende de olsun yarışı, artık şehirde yaşıyorsun bunu da al, sitede oturuyorsun bundan da yaptır telkinleri vs.

Alımların çoğunun ihtiyaç değil psikolojik olduğunu düşünüyorum. Pahalı arabalar, pahalı markalı tesettür kıyafetleri, sık yenilenen mobilyalar, halılar, binlerce lira dökülen ev parkeleri, kartonpiyerler, spot lambalar, avizeler vs.

Bazıları 5-6 bin lira arasında maaş geliriyle milyon liralık sitelerde oturma çabasında. Bazıları 100 bin liralık arabalara binip borçlu olduğu için senelerce kurban kesmeyen samimi Müslümanlar. Zekât mı, borcu var, sadaka mı, borcu var, kurban! borcu var diye geçiştiren samimiyetten bahsediyorum. Yazın tatilde neredeydiniz? ege sahillerinde. Çocuklarınız! kolejde okuyor. Kurban! Borcumuz bitsin inşallah.

Dünya için kıyasıya çalışıp, kazancını helalden elde etmeye çalışma, etin helalini almak için araştırma, kazancını helal yolda harcama hırsı ve dikkati azalıyor mu? Evet.

Bu samimi insanlar sabah namazını kaçırıp sonra gönül rahatlığıyla kuşlukta "geciken sabah namazının edası” diye kendini avutuyor mu? Evet. Kaçan bu namaz için yürekleri ağzına gelip 3 gün iştahı kesilmiyor mu? Hayır. Samimi Müslüman dediniz. Yeni tarif bu.

Her gün Kur’an okurlar, genellikle. Efendimiz’e (sav) salat-ü selam hemen her gün getirirler. Diğer Müslümanlara dua, bazen dua, bazen gıybet, bazen iftira şeklinde yuvarlanır. Neden? En doğru yolda olduklarına o kadar inanır, cenneti garanti ettiklerine o kadar emindirler ki, başka Müslümanların cennete girmesi onlar gibi düşünmelerine ve yaşamalarına bağlıdır.

Bundan Allah’a sığınırım. Kimse kendini aklayıp, paklayıp cennete atıp, sonrada ebediyen yan gelip yatacağını sanmasın. Cennetin anahtarlarını dağıtacak memur sanmasın. Hep asıl kaybeden benim diye üzülsün ve “Allah’ım ümmet-i Muhammed’e rahmet eyle, Allah’ım ümmet-i Muhammed’in kalplerini telif buyur” diye dua etsin. “Allah’ım tüm günahlarıma rağmen, farz ve vaciplerdeki eksiklerime rağmen beni rahmetinle sarıp sarmala ve sevdiğin kullarınla beraber beni de cennetine al ne olur” diye yakarmalıdır.

Eğer 10 dairesi olanlar cennete girecek diye bir emir ve tavsiye almış olsalardı, günümüz Müslümanları, bu kadar ev alma, arsa alma, bir daireye daha yazılma hırsını ancak bu kadar edinebilirlerdi. Hile var, hak yeme var, bak sadece üye olanlara dağıtılıyor umum Müslümanların istifadesi mümkün değil hatta onlara yasak bu bana da caiz olmaz endişesi yok.

Rabbimden bu samimi Müslümanlara önlerine serilen tüm maddi imkânları Allah için terk etme, istememe zevkini yaşatmasını diliyorum. Hatta Allah’ım namazımda, orucumda dahi manevi zevkler hissettirme sadece senin için kılayım. Namaz kıldığım için evime bereket gelirse korkarım azıcık ibadetimin karşılığını da dünyada yiyip ahirete bir şey bırakmamış olurum korkusuyla yaşasınlar inşallah.

Muammer MURAT

İnsan Kaynakları Yönetim Danışmanı (16 Eylül 2014)

 
Toplam blog
: 163
: 4552
Kayıt tarihi
: 03.09.07
 
 

1965 yılında Erzincan'da doğdu, İzmir'de yüksek eğitim alıp, devlet memuru oldu. 5 yıl süreyle bi..