Türkiye, AFRİN'e müdahale etmeli midir?

"ABD İSTESE DE, İSTEMESE DE BU MÜDAHAE OLACAKTIR...TÜRKİYE, MÜNBİÇ'TE OLDUĞU GİBİ KANDIRILAMAYACAKTIR" mı diyelim; YOKSA, ABD'NİN RAKKA OPERASYONU'NU BİTİRMESİNİ Mİ BEKLEYELİM?

Fırat'ın batısı,Türkiye'nin bu bölgeye olan hassasiyeti ve buna bağlı olarak TSK'nın gerçekleştirdiği ve --bana göre-- henüz kısmi bir başarıda kalmış "Fırat Kalkanı Operasyonu" hakkında, "birkaç"ın ötesinde bloglar yazdım...

Bu operasyonun başarılı olduğunu söyleyenlere hiç katılmadım...Çünkü bu operasyonun tam başarıya ulaşması için, "Fırat'ın batısındaki Münbiç'in ve hemen Hatay sınırımız bitişik Afrin'in, PYD(YPG) güçlerinden tam olarak temizlenip kontrol altına alınmadan, bu operasyonun başarısının eksik kalacağını savundum.

Bu arada, Münbiç'teki PYD(YPG) unsurlarının Fırat'ın doğusun çekilmeden Türkiye'nin, ABD ile birlikte "Rakka Operasyonuna"  katılmasının da doğru olmayacağını yazdım...Çünkü, ABD, Rakka Operasyonu öncesi bir zamanda, Münbiç'teki PYD(YPG) unsurlarının Fırat'ın doğusuna çekileceği sözü vermişti...ABD, bunu yapmadığı gibi, Türkiye'nin herhangi bir müdahalesini önlemek için, buraya ABD askerleri gönderdi ve bölgede ABD bayrağını gösterdi...

Bu sırada Afrin'i kontrol altında tutan PYD(YPG) güçleri de, doğuya doğru ilerleyerek elde etmeye çalıştıkları dar bir bölge ile Münbiç'e bağlanmak istediler...Ama, ÖSO(Özgür Suriye Ordusu) ve diğer muhalif güçlerin bu ilerlemeyi önlemesi ile başarılı olamadılar...

*

-- ABD'nin, ilk önceki amacı, hem Irak'ın hem de Suriye'nin kuzeyinde bir Kürt bölgesi(devleti diyelim) oluşturmak ve Musul petrolünü, Akdeniz'e akıtacak bir petrol koridoru("Kürt koridoru" da denebilir) oluşturmaktı...

Ancak Türkiye'nin buna karşı çıkması ve ardından da "Fırat Kalkanı Operasyonu"nu başlatması, ABD'nin bu isteğini kursağında bıraktı...Bu nedenle de, bu "petrol koridorunu" daha güneyde oluşturmayı düşündü ve "Rakka Operasyonu"nu başlattı.

-- Artık, ABD için Afrin'in fazla önemi kalmamıştı...Bunun için de, Türkiye'ye, Afrin'e müdahale etmeden "biraz beklemesinin" mesajı vermeye çalıştı...Bu mesajın amacını, bizim medyada bulamazsınız. Ama ben yabancı medyadan öğrendim. Bu konuyu, yeri ve zamanı geldiğinde bir başka bloğumda açıklayacağım...Ama, internet araştırmasına meraklı olanlar, bu mesajın ne anlama geldiğini kolayca bulabilirler.

*

Bu arada, ABD ve Rusya'nın, (Ürdün'ün de içinde bulunduğu) Suriye'nin güneybatısında, "ateşkes ve çatışmasızlık" anlaşması yapıldı...Bu bölge, bir "deniz" ve "hava üssü" kurması için Rusya'nın; ve oluşturmak istediği yeni "petrol koridoru"nun, Akdeniz'e açılmasını sağlayacak olması nedeniyle de ABD'nin faydasına idi...

Rusya'nın, Türkiye'nin tasarladığı operasyon öncesinde, Afrin'deki Rus askerlerinin gruplar halinde çekilmesinin nedeni de buydu...Bu çekilme yapılırken Rusya Savunma Bakanı'nın, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile  görüşerek(3 Temmuz akşamı), Afrin'de garantör konumundaki Rusya ile anlaştı(Akşam Gazetesi, 4 Temmuz 2017)

*

Bu gelişmelerden, benim çıkardığım sonuç; Türkiye, Afrin'e tasarladığı operasyonu başlatmadan önce, ABD'ye bir şans daha vermesi; yani Rakka Operasyonu'nun sonunu beklemesi yönündedir...

Yukarıda da anlatmaya çalıştığım gibi, "Rakka  Operasyonu" sonrasında, daha güneyden yeni bir "petrol koridoru" tesis edilirse, ABD için "Afrin'in; hatta Münbiç'in önemi kalmayacaktır...

Bu durumun, Türkiye'nin ve Suriye'deki ÖSO ve diğer muhaliflerin lehine bir sonuç yaratacağını düşünüyorum.

*

Ama, Türkiye, Münbiç'te olduğu gibi, bir kez daha kandırılmayı hazmedemeyeceği için bu operasyonu başlatacak gibi görünüyor...

Ben, yine de Türkiye'nin bu maceraya atılmadan önce biraz beklemesi ve de düşünmesinden yanayım...

En azından, Rakka Operasyonu'nun sonucunu beklemelidir...O zamana kadar da, Afrin bölgesinden gelen tacizlere misliyle karşılık vermeye devam etmelidir...

Bölgedeki dengeler ve taraflar sık sık değişmektedir...

Bir gün önce, Suriye'nin güneydoğusunda "ateşkes ve çatışmasızlık" bölge konusunda ABD ile anlaşma yapan Rusya'nın, bir gün sonra Türkiye'nin düşündüğü "Afrin Operasyonu"na destek vermesi ne kadar inandırıcı olabilir...

Dikkatli olalım; "kaş yapalım derken göz çıkarmayalım"...Ya da "öfkeyle kalkıp, zararla oturmayalım" derim.

Ama, şunu da söylemeden geçemeyeceğim; yine bu konuda yazdığım bazı bloglarımda da dile getirdiğim gibi, bölgede, bir şekilde, taşlar yerine oturmaya ve bölge haritası yeniden çizilmeye başladığında, Türkiye "hak ettiğini" alacaktır.

Bundan kimsenin şüphesi olmamalıdır...

cdenizkent