Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Kasım '16

 
Kategori
Dünya
 

Türkiye'de doğsaydı!

Türkiye'de doğsaydı!
 

Stephen Hawking


1942 yılında Oxford’da doğan İngiliz fizikçi, evrenbilimci, astronom, teorisyen ve yazar Stephen Hawking. Tüm vücudu sakat, tekerlekli sandalyede yaşamaya mahkûm, konuşma özürlü fakat beyni mükemmel çalışan, çevresi ile iletişimi, teknolojinin geliştirdiği elektronik özel bilgisayarıyla kurabilen süper-düşünür, Cambridge Üniversitesi mezunu.

Hawking’in yaşamı, çocukluk ve gençlik yıllarında neşeli ve zeki özellikleriyle normal olarak devam ediyordu. 1965 yılında evlendi, iki oğlu ve bir kızı dünyaya geldi. Ancak o yıllarda ALS (Amyotrofik Lateral Sclerosis) yani “motor nöron” hastalığına yakalandı. Bu hastalık hayatının zorlu, tekerlekli sandalyeye mahkûm sürecinin de başlangıcıydı. Bilim çevrelerince Prof. Hawking, Newton ve Einstein’dan sonra gelen en büyük fizikçi olarak kabul edilmektedir. Çok yetenekli fizikçilere verilen unvan olan Lucasian Profesörlük unvanı sahibi. Newton ve Dirac’tan sonra bir de Prof. Hawking’in kitaplarını okuyan okuyucu, bilimin ufuk çizgisinde tartışılan fizik teorileri ve evrenin kozmolojik oluşumu hakkında daha net bilgiler edinmektedir.

Kitaplarında genellikle bir “Yaratan”ın varlığını reddeden Stephen Hawking, Her Şeyin Teorisi (Birleştirilmiş Alan Kuramı)’ne ulaşıldığı zaman, kâinat’ın yaratım sürecinde, “Tanrı” kavramına ihtiyaç olmadığını da net bir dille ifade eder. Hawking’in doktora tezi Büyük Patlama (Big-Bang) ile başlayan ve evrenin Friedman modeline göre genişlediğini göstermekle birlikte, Einstein’in gene rölativite teorisinin geçerliliğini ispat etti. Prof. Hawking, bilimsel uğraşlarında ve günlük yaşantısında çevresinden ve ailesinden büyük destek almaktadır. Konuşmak istediği anda, elindeki elektronik aleti sıkarak, sandalyesine bağlı özel bilgisayarının ekranına, dakikada ortalama 10 kelimeyi sıralayabilmektedir. Bu sessiz konuşan dehanın, özel bilgisayarının hafızasında 2600 özel bir teknikle söylemek istediğini ekrana yazabilmektedir. Sağlıklı insanların konuşmalarında kullandığı kelime sayısı da 2500 civarındadır. Dolayısıyla Prof. Hawking, duygularını ifade etmede kelime sorunu yaşamamaktadır. Evrenin yapısı üzerine çalışmalarını halen sürdüren ünlü fizikçi, birçok ödüle layık görüldü. 12 onur derecesi bulunan Hawking, İngiltere Kraliyet ve Amerikan Bilimler Akademisi’nin de üyesi. Sonuç olarak bilim dünyası, Lucasian Prof. Dr. Hawking’i değerlendirirken, günümüzde Einstein’dan sonra, ikinci bir süper-beyinle karşı karşıya bulunduğumuzu kabul etmekte, onun bulgu ve teorilerinden yararlanarak, gerçeklere daha da yakınlaşmaya ve anlamaya çalışmaktadır. Ünlü bilim adamı, uzaylıların bir gün bizi bulup Dünya’yı işgal etmelerinden de korkmaktadır.

Her insanı, diğerlerinden farklılaştıran davranışları, duyguları ve düşünceleri bulunmaktadır. Bu farklılıklar nasıl ortaya çıkmaktadır? İnsanlar zaten doğuştan farklı mıdırlar, yoksa içinde yaşanılan çevresel etkilerle mi farklı olmaktadırlar? Yani, kişilik yapısında ve gelişiminde kalıtım mı, yoksa çevre mi etkilidir? Kişiliği etkileyen faktörleri sıralarsak eğer;

1. Biyolojik faktörler

A. Kalıtsal Faktörler;Kişilik özelliklerinin oluşumunda kalıtımsal faktörlerin rolünü belirleme çalışmaları, davranışsal genetik adında bir çalışma alanını ortaya çıkarmıştır. Kişilik üzerinde genlerin rolünü anlamak için, davranışsal genetikçiler, hayvan çalışmalarını, ayrı çevrelerde yetişen özdeş ikiz çalışmalarını ve evlatlık verilme çalışmalarını kullanmışlardır.

B.Fiziksel Yapı;Cinsiyet, yaş, gelişim hızı, gelişim dönemi ve bedensel yapının (güzel ya da çirkin olmak, sağlıklı ya da sakat olmak...) kişilik özelliklerini etkilediği, cinsiyet rolünün davranışları dolayısıyla da kişiliği etkilediğini; ayrıca toplumun farklı yaş gruplarından beklentilerinin kişilik özelliklerinin ortaya çıkmasına katkıda bulunduğu tespit edilmiştir.

2. Çevresel Faktörler

A. Aile Faktörü;Tüm kişilik teorileri, bireyin yetiştiği aile ortamını, aile fertleri ile olan ilişkilerini ve aile içi eğitimi kişiliğin yapılanması ve gelişmesinde en önemli etmen olduğu noktasında uzlaşmaktır.

B. Kültürel Faktörler;. Her kültürün kendine özgü değerleri, inançları, töreleri, ahlak anlayışı ve davranış biçimleri bulunmaktadır. Bunlara bağlı olarak, o kültürde yetişen bireylerden, belli kişilik özelliklerini ortaya koymaktadır.

3. Diğer Faktörler;Kişilik gelişiminde sayılan tüm bu faktörlerin dışında, sosyal grup ve kurumlar (okul, arkadaş grupları...), kitle iletişim araçları (radyo, televizyon...) ile kitle yayın organları (kitap, gazete, dergi...) da etkili olmaktadır. Tüm bu gerçekler ışığında; Marx’ın “nesnel koşullar nesnel sonuçlar doğurur.” Sözüne göre;

Yüzyılımızın dehası sayılan, 21 yaşındayken tedavisi olmayan, Motor nöronların zamanla yüzde seksenini öldürerek sinir sistemini felç eden; ancak beynin zihinsel faaliyetlerine dokunmayan ALS hastalığına yakalanan Stephen Hawking, Ülkemizde doğsaydı ya evinde meczup olduğu sanısı ile yatalak halde yatıyor ya da “dilenci” olurdu gerçeğini (veya kuvvetli olasılığını) bir türlü beynimden çıkaramıyorum !

Nizamettin BİBER

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..