Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Eylül '10

 
Kategori
Spor
 

Yaşayan tek efsane adayı: Arda Turan

Yaşayan tek efsane adayı: Arda Turan
 

Arda Turan!


Metin Oktay'ı seyretme şansına ulaşmış-ulaşmamış herkes onu sever. Kimisi onu seyrettiğinden, kimisi belgesellerinden ve anlatılanlardan, kimisi de gazetede spor yazarlığı yaptığı zamanlardan tanıdığı kadarıyla ona hayranlık duyar. Futbolculuk yeteneğinin yanı sıra beyefendiliği ve centilmenliğiyle taraflı tarafsız herkes tarafından sevilen bu büyük futbol adamı, bugün de kalplerde taçsız krallığını sürdürmektedir.

O’nun için Galatasaray sevdası her şeyden önce geliyordu. Şüphesiz ki Galatasaraylılar, Galatasaray için nişanlısından ayrılacak kadar Galatasaray sevdalısı bu büyük adamın kendi takımlarında oynamış olmasından gurur duyarlar. Hangi konuda olursa olsun hiç düşünmeden örnek gösterebilecekleri, gurur duyabilecekleri bir övünç kaynağıdır o. Futbolun gerçek tek "efsane"sidir.

Yıllar geçmesine rağmen centilmenliğiyle, futboluyla, takımıyla özdeşleşmesiyle onun kadar öne çıkabilen, akıllarda yer edebilen ve efsane olabilen bir futbolcu daha gelmedi yeşil sahalara. "Büyük futbolcu" diye konuşulan birçok oyuncu geldi geçti ama hepsi gönüllerde yerini almasına rağmen hiç biri efsane olamadı.

Metin Oktay’dan yıllar sonra kendi kulübünü yaşam tarzı olarak benimseyen, sahiplenen, onun için kendi sağlığını feda edebilen birisi daha geldi futbol dünyasına: Arda Turan. Üstelik Hiddink'e göre de, transfer piyasasına göre de, hatta FB başkanı Aziz Yıldırım'a göre de Türkiye'nin tartışmasız en değerli oyuncusu.

Takımı için yüreğini ortaya koyan, ofansif orta saha oynamasının yanı sıra defansa da destek olan, kanatta, forvet arkası ve oyun kurucu pozisyonlarında görev yapabilen, gol atan, tekniği son derece iyi, oyun zekası ise imrenilecek derecede yüksek.

12 yaşından beri Galatasaray’da, altyapıdan yetişme. Daha top toplayıcılık yaparken “Hagi gol atıyor, arkada sevinen bir çocuk vardı. İşte o Arda, o bir Galatasaraylı.”

Manisaspor’da oynarken Galatasaray’a karşı asist yapacak kadar profesyonel ve dürüst, gole sevinemeyecek kadar Galatasaraylı.

Bir röportajında; “Belki daha profesyonel düşünmeliyiz ama bizim ruhumuzda amatörlük var, Galatasaraylılık var.”diyecek kadar açık ve gönülden Galatasaraylı.

Özellikle "Türkiye Böbrek Vakfı" (TBV) ve Lösemili Çocuklar Vakfı (LÖSEV) organizasyonlarında sık sık yer almak gibi örnekleriyle yardıma muhtaç çocuklara ve vakıflara bağışlar yapan ve manevi destek veren bir "insan".

Hataları? Var ama o daha 23 yaşında. Bu kadar genç yaşa şimdiden ne kadar büyük bir kariyer sığdırdığını düşündünüz mü hiç? Biraz da hata olsun artık. Zamanla daha da azalacak emin olun. (Ama yine de efsane olabilmesi için biraz daha ağır olmalı, çünkü o bir kaptan) Ama gerçek olarak bildiğiniz o hataların hepsini yapıyor mu? Ya da hata diye yazılan yorumlanan her şey gerçekte hata mı?

Örneğin, sevgilisi ile öpüşmüş, aman Tanrım hemen bir dolu eleştiri! Ne yapacak, öpüşmek için emekli olmayı mı bekleyecek ya da kaptanlığın alınmasını mı? Ya da dışarıda geziyor dedikleri her gece gerçekten geziyor mu? Alkol kullanmadığı halde alkollü olduğunu da yazdılar. Erman Toroğlu bile kulaktan duyduklarıyla Kazakistan'da lüks odasını reddedip olay çıkardığını, arkadaşlarından farklı olarak Tuncay'la birlikte suit odaya geçtiğini yazdı, federasyon ise yalanladı. Saat 23.00'de fotoğrafını çekip “sabaha kadar kızlarla eğlendi” diye yazdılar. Sinema kapattı diye haber oldu, Galatasaray taraftarı bile bestelere taşıdı. Onu ayırmadan tüm takıma “ruhsuz” diye tezahürat yaptılar. Maçta "Kimisi gece âlemlerinde, kimisi sinema peşinde, Cim-Bom ruhu yok hiçbirinde, düşmüşler paranın peşine, düşmüşler manita peşine, söyleyin çok bir şey mi istedik, formanın hakkını ver dedik, biz yeri geldi 14 sene bekledik, sizin gibi ruhsuz görmedik” bestesini söylediler. Bu tezahüratı maç boyunca bir çok kez tekrarladılar. Böylece "kimisi sinema peşinde" diyerek hedef aldıkları Arda Turan'ı da, bestelerinin sonunda açıkça söyledikleri gibi "senin gibi ruhsuz görmedik" diyerek suçladılar ve yuhaladılar Galatasaray'ın büyük (!) taraftarları! O’nun FB’den reddettiği paranın onda birine cinsiyetini bile değiştirebilecek adamlar dahi vardır içlerinde. Oysa kötü oynamak başka, mücadele etmemek, ruhsuz olmak başkaydı. O an kızgınlıkla değil de, önceden hazırlanmış olduğu açıkça anlaşılan bir olaydı bu.

Bakın kime yaptılar bunu, gelin Arda'nın bir kaç röportajından alıntılar yapalım, daha önce okumamış olanlar da okusun:

Birisinin bana, senden daha iyi Galatasaraylıyım demesi zor. Eğer diyecekse o kişiyle uzun uzun oturup konuşmamız lazım. Ben iddia ediyorum, ben çok iyi Galatasaraylıyım. Galatasaray kaybettiğinde tribündeki Galatasaraylı kadar, belki de daha fazla üzülürüm.

"Ben mücadele ediyorum. İsterse sezon sonuna kadar rezil oynayayım ama Galatasaray şampiyon olsun."

“..Ben Galatasaray'da çok mutluyum, Galatasaray'ı gerçekten çok seviyorum. Ben duygularıyla yaşayan bir adamım ve Galatasaray benim duygularıma hitap ediyor. Sevdiğim bir yer benim Galatasaray. Galatasaray'dan aldığım para da hoşuma gidiyor, Galatasaray forması da hoşuma gidiyor, Galatasaray'da acı çekmek de hoşuma gidiyor, Galatasaray'la kaybetmek de hoşuma gidiyor. Ben Galatasaray'la yaşıyorum. O yüzden Galatasaray'ı çok seviyorum. İnsan sevdiğinden neden ayrılsın..

Bazen insanlar benim hakkımda konuşuyor; Arda itici, Arda konuşuyor, Arda çok biliyor... Ama ben şunu düşünüyorum; ben 22 yaşındayım, Galatasaray kaptanıyım, 30'un üzerinde Milli olmuşum, diyorum ki, ben alt yapıdaki çocuklarla bütün gün ilgileniyorum. Futbolla alakası olmayan bir sürü insan konuşuyor futbol hakkında, hayatlarında sahaya çıkmamışlar ve art niyetli olarak konuşuyorlar. Başka amaçlar için uğraşıyorlar, para kazanmak için, başka şeyleri düşünerek. E o zaman ben niye konuşmayayım ki? Benim hakkım bu, çünkü ben samimi duygularla yaşıyorum. Ben hissediyorum yani; Galatasaray'ı hissediyorum, futbolu hissediyorum, kazanmayı-kaybetmeyi gerçekten hissediyorum, her şeyimi samimi olarak yansıtıyorum. O zaman ben niye konuşmayayım ki? Benim hakkımda, benim üstümden duygusu olmadan, o sahanın tozunu yutmadan konuşan bir sürü insan var, o zaman ben niye konuşmayayım? Konuşmak benim hakkım. Aslında dinlemek onun hakkı. O insanın “Arda çok konuşuyor” deme hakkı yok aslında ama ülkemizin şartları buna getiriyor.” (24.10.2009)

"Ben Galatasaray'da doğdum. Galatasaraylı bir ailenin çocuğuyum, küçüklükten beri Galatasaraylıyım. Ben kendi formama aşığım. Benim her zaman söylediğim bir şey var. Allah bana Türkiye’de Galatasaray’dan başka forma giymek nasip etmesin. Burası benim yuvam. Ben burada çok mutluyum ve sonuna kadar her zaman Galatasaraylı Arda olarak, Galatasaray efsanesi olarak anılmak istiyorum.

Sayın Aziz Yıldırım'a saygı duyuyorum ama ben Galatasaray'ın evladıyım. Ben herkesin kendi tarafında güzel olduğunu düşünüyorum. Aziz Yıldırım'ın Fenerbahçe'ye çok yakıştığını, Arda Turan'ın ise Galatasaray'a çok yakıştığını düşünüyorum.. Metin Oktay'ın bir sözü vardı: 'FB teklifi karşısında beni sevenleri üzmeyeceğim' Ben de aynı mantalitedeyim. Çünkü beni çok seven bir Galatasaray taraftarı olduğunu düşünüyorum."
(GSTV Röportajı 11.07.2009)

Sadece konuşuyor mu? Hayır, bunları yapıyor. FB'nin teklifini düşünmeden reddediyor, sahada sonuna kadar mücadele ediyor, sakatlansa bile oynuyor, yüreğini ortaya koyuyor.

Diğer taraftan, sakatlığını bahane ederek oynamayan futbolcuları ihanetle suçlayan, söylemediğini bırakmayan medya ve taraftar, Arda Turan sakat sakat oynamamalıydı diye ona kızıyor. Bir insan neden sakat sakat oynama hatasını yapar? Takımını çok sevdiği için, onunla hayat bulduğu için.

Eskişehir maçında attığı golden sonra tribünlere gelerek "her şey sizin için her şey" diye bağırırken, yüreğinde sahip olduğu Galatasaray aşkının verdiği hırs nedeniyle boyun damarlarının nasıl şişmiş olduğunu gördünüz mü? Galatasaray sevgisi bu değil midir?

İyi oynasın veya oynamasın, duruşuyla, bulunduğu konumla, geldiği yer itibariyle, ifade ettiği düşüncelerindeki zeka, asalet ve misyonu itibariyle Arda Turan Galatasaray'ın büyük kaptanıdır! Arda Turan'ı olan bir kulüp daha yoktur!

Arda Turan sadece iyi futbol oynadığı için büyük kaptan değildir. Zaman zaman iyi işler yapmak isterken takım futboluna zarar verdiği de olur. Ancak:

Arda Turan Galatasaray'ın içinde, Galatasaray kültürüyle yetişmiştir.

Arda Turan, konuşmalarındaki Galatasaraylılığını gösteren ve Galatasaraylılığına yakışan ifadeleri, zekice yaptığı önemli tespitleri, gündem belirleyecek konulara parmak basmasıyla dikkat çeken lider bir futbolcudur.

Arda Turan her röportajında Galatasaray sevdasını dile getiren, Metin Oktay'ı ve onun Galatasaray'a olan aşkını öne çıkaran bir Galatasaray taraftarıdır.

Arda Turan, takımı için her şeyi göze alan, "ayağım kopsa FB maçında oynarım" diyerek sakatlığına aldırmadan ve sakatlığının ilerlemesi pahasına sahaya çıkan bir Galatasaraylıdır.

Arda Turan, Galatasaray için milyon euroları reddeden amatör bir Galatasaraylıdır.

Arda Turan, yedek kulübesinde de tribünde de adeta maçın içindeymişcesine heyecan duyan ve Galatasaray için atan bir yürektir.

Arda Turan, iyi oynasın veya kötü oynasın Galatasaray için herşeyini sahaya yansıtan bir fedakardır.

Doğan çocuklara adı verilen Arda Turan, bugün Galatasaray için sadece bir futbolcu olmaktan daha ötedir.

Arda Turan, tüm bu sebeplerden dolayı diğer takımların imrenerek baktıkları, kendi takımlarında hiçbir zaman sahip olamadıkları bir değerdir. Dolayısıyla Arda Turan'ı yuhalamak, Galatasaray değerlerine saldırıdır. Buna alet olmak da gaflettir!

ARDA TURAN YAŞAYAN TEK EFSANE ADAYIDIR!

O'na hayat veren suyu, gıdası, Galatasaraylılıktır. Efsane olabilecek gücü, enerjiyi ve hırsı verecek olan da Galatasaraylılar olacaktır. Galatasaraylılar onu bağrına basıp destekledikçe daha iyi oynayacaktır.

Arda Turan'ın gitmesiyle Galatasaray bir şey kazanmaz ama efsane olmasıyla çok şey kazanır.

Arda Turan'dan bir Metin Oktay olur mu? Onun kadar olur ya da olmaz ancak bence Arda Turan bir efsane olamazsa bundaki en büyük hata payı Galatasaray taraftarına ait olacaktır.

 
Toplam blog
: 293
: 1063
Kayıt tarihi
: 07.11.08
 
 

Sporun bir kavgadan çok; ahlak, mücadele, eğitim, zeka ve dürüstlük olduğuna inanıyorum. Doğaya, ..