Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Eylül '06

 
Kategori
Haber
 

AB senaryoları

Aristo Mantığı’na göre 2 yolumuz var: a) Evet. b) Hayır.
Bu 2 senaryoya, lehtarlarıyla ve aleyhtarlarıyla birlikte birer birer bakalım:
AB 'Evet' Derse Senaryosu
(Yazarın önnotu: 26. ve 27. üye 2007’de Bulgaristan ve Romanya olacak. Bu durum haberde açıklığa kavuşturulmamış.)
"AB’ye üye 13 ülke ve 10.000 kişi arasında yapılan araştırma sonuçlarına göre, Almanlar’ın üçte ikisi, 2020 yılında, AB’nin 27 üyesi olacağını düşünüyor. Almanlar’ın % 47’si Türkiye’nin, % 45’i de Ukrayna’nın 2020 yılında AB’ye tam üye olacağına inanıyor. İngilizler’in ise yarısından çoğu, önümüzdeki 15 yıl içinde Türkiye ile Ukrayna’yı tam üye olarak göreceğini düşünüyor.
Araştırma, Almanlar’ın yaklaşık yarısının, Türkiye ve Ukrayna’nın AB’ye tam üye olmasını beklediğini ortaya koydu. Avrupa Anayasası’na "hayır" diyen Fransa ve Hollanda vatandaşlarının yarısından fazlasıysa, ortak anayasanın yakında yürürlüğe gireceğine inanıyor.
Diğer ülke vatandaşlarının görüşleri, Almanlar ve İngilizler’e göre farklılık gösteriyor: AB ortalamasında her üç kişiden biri, Türkiye’nin veya Ukrayna’nın tam üye olabileceğini düşünüyor.
Almanlar’ın % 45’i, 2020 yılında AB’nin ortak anayasa ile yönetileceğine inanıyor. % 24’ü de, şu anda yürürlükte olan anlaşmaların kapsamının genişleyeceğini düşünüyor. Buna karşılık, bugün varolan durumda bir değişiklik olmayacağını belirtenlerin oranı ise % 16. Çeşitli alanlarda ortak siyasetlerin benimsenmesine ilişkin sorularda da, Almanlar’ın % 59’u, önümüzdeki 15 yıl içinde AB üyelerinin aynı ekonomi politikasını benimseyeceği yanıtını verdi.
13 ülke içinde İspanya, Fransa, Belçika, Hollanda ve Almanya’da halk, AB’nin geleceğine iyimser bakıyor. Doğu Avrupa ülkelerinden Litvanya, Polonya ve Slovakya’nın geleceğe ilişkin büyük beklentileri yok. Araştırmanın ortaya koyduğu ilginç sonuçlardan biri, Anayasa’ya ‘hayır’ diyen Fransa ve Hollanda vatandaşlarının yarısından fazlasının, önümüzdeki yıllarda ortak anayasanın yürürlüğe gireceğine inanması."

Son bölüm ilginç:
İnsanlar kendi verdikleri oyun tersinin olacağını düşünüyor. Buradan 2 durum çıkarsanabilir:
Tutum ve davranış farklılığı var veya gençlerin yaşlılardan farklı düşündüğü kabul ediliyor, çünkü gelecekte onların oyları egemen olacak.
Bu genelde pozitif bir panorama. AB’nin süreceğini ve Türkiye’yi de içine alacağını öngörüyor. Her iki senaryo da gerçekleşebilir. Tarihte böyle yolları çatallanan bahçeler olabiliyor.
Türkiye AB’ye girerse, zorunlu olarak demokrasi ilerler ama iktisaden bir sömürge gibi oluruz.
http://www2.dw-world.de/turkish/panorama/1.197653.1.html

AB ‘Hayır’ Derse Senaryosu

"Financial Times, bazı batılı diplomatların gözlemlerine dayanarak, Türkiye’nin AB’den ret yanıtı alması halinde, iç politikanın daha radikal bir islami çizgiye yönelebileceğini, böyle bir durumda da ordunun tekrar bir darbe yapabileceğini öne sürdü. Gideon Rachman’ın ‘Boğaz’ın Kıyısında Medeniyetler Çatışması’ başlıklı yazısında, "Türkiye’nin AB başvurusunun başarıyla sonuçlanacağı garanti değil ama başarısızlıkla sonuçlanacağının garantisi de yok" ifadeleri kullanıldı."

Yorumlayalım:

Öncelikle: Ne şiş yansın, ne kebap, tarzı bir tutum uluslar arası ilişkilerde yürümez. Belki zaman kazanırsınız ama ileride La Fontaine’in kuş mu, memeli mi olduğuna karar veremeyen yarasası gibi olursunuz: Sizi tabutunuza çivilerler.

Devamında:

AB 1970’lerden beridir, Türkiye’yi bir açık pazar olarak görüyor. 1600’lardan ve kapitülasyonlardan beridir de, diyebilirdik. GNP’sinin yarısı ithalat olan başka ‘yumurtlayan tavuk’ yok.

Bu iktisadi yön. Siyasi yön belli: AB faşizme doğru şimdilik rahvan gidiyor, az sonra dörtnala olacak. Can çıkar, huy çıkmaz misali. Yabancıları da sevmeyecekler, dövecekler, yani 3 milyon Alamancı’yı.

Asıl senaryo şu: AB ve ABD birbirine ne zaman ‘hayır’ diyecek? Henüz üstünü örtseler bile, zaten 11 Eylül 2001’den beridir birçok kez dediler bile. Ne zaman ki AB ve ABD’nin yolları ayrılır, bizim ikisiyle de yollarımız ayrılır.

Toplam Sonuç

Öncelikle belirtelim, geçmişbilimden şu öğrendik: Gelecekle ilgili tasarımlarda, isterse dünyanın en büyük fatihi Cengiz Han olsun, tarihte kimsenin istediği tam olarak gerçekleşmiyor, hatta % 50 oranında bile gerçekleşmiyor. O nedenle bu senaryolar siyah ve beyazsa, ileride gerçekleşecek durum grilerden bir ton olacaktır, diyebiliriz.

Peki soralım o zaman: En gerçekçi gri hangisi?

Almanya başbakanı Merkel, Ekim 2006’da Türkiye’ye geliyor. Kendisi, siyasi değil, iktisadi birliktelik taraftarı. Almanya da, AB’de en ağırlıklı ülke. Ancak onun da konumu sağlam değil, çünkü Almanya’nın özel seçim sisteminden dolayı, başbakanlığa geldiğinden beridir gerçekleşen ara / eyaletsel seçimlerde oy kaybına uğradı; yani, Almanya’nın uluslar arası siyasal geleceğini o ve partisi belirlemeyebilir.

Dolayısıyla, tuhaf bir biçimde tersine olarak, AB’nin bize ne diyeceği değil, bizim AB’ye ne diyeceğimiz, geleceğimizi belirleyecek. Muhafazakarlar açısından aynı durum Türkiye’de de geçerli: AKP 2007’de belki ama 2012’de kesin ortalıkta olmayacak. Diğer partiler içinde AB’ye çok eğilimli olan yok. (Belki yeni parti kurulur ki bu Türkiye için sık raslanan bir durum; onu şimdiden tahmin edemeyiz.) Dolayısıyla, 2016’da (en erken vade) veya 2020’de (ortalama vade) karar verecek olanların, o sıralarda Türkiye epeyi savaşla cebelleşecek olacağı için, AB’ye karşı olumlu bir bakış taşımaları çok zor. AB ise, Türkiye secde etmeden almaya niyetli olmadığı için, bu işin gerçekleşmesi biraz zor.

Tarihte; ‘Rusya-İran-Türkiye’ üçlüsünün 1.000 yıl boyunca birbirleriyle aralıklı olarak savaştığı ama sonuçta hiç kimsenin kesin galibiyet alamadığı gibi durumlar mevcut. Türkiye’nin hem AB, hem ABD ile ilişkileri de böyle. Bir biz onları yeniyoruz, bir onlar bizi yeniyor. Kimsenin teslim olmaya veya savaştan vazgeçmeye niyeti yok. ABD’nin yalnızca 2. Irak Savaşı’ndaki zararının tahmini 2 trilyon dolar olabileceği gözönüne alınırsa, bu süreç tarihte daha epeyi para, insan, zaman, libido yutan bir kuyu olmayı sürdürecek demektir. Diğer bir deyişle, bu oyun (AB-TC oyunu) eksi toplamlı bir oyun olacaktır.

http://www.vatanim.com.tr/root.vatan?exec=haberdetay&tarih=20.09.2006&Newsid=87766&Categoryid=1

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..