Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Haziran '11

 
Kategori
Deneme
 

ABD'li ünlü bir komedyenin bugünkü dünyaya bakışı

Geçenlerde ABD’de yaşayan bir sevgili arkadaşım yakın zamanda rahmetli olmuş, orada çok sevilen ünlü bir komedyenin İngilizce bir yazısını gönderdi. Uygun bir zaman diliminde konsantre olup çevirisini yaptım. Çağımızın nasıl bir evrede bulunduğuna dair hiciv taşıyan bu ilginç gözlemleri aynen paylaşıyorum.
“Tarihin bu döneminde karşı karşıya olduğumuz çelişkiler: çok yüksek binalarımız var ama ölçümüz yok, geniş yollarımız var ama bakış açımız dar. Daha çok harcıyoruz ama daha azına sahip oluyoruz, daha çok satın alıyoruz ama daha az memnun oluyoruz. Daha büyük evlerimiz var ve daha küçük aileler ama daha az sağduyu, daha çok uzmanımız var ama daha çok problem, daha çok ilacımız var ama daha az iyileşme… 


Çok içiyoruz, çok tüttürüyoruz, çok hesapsız harcıyoruz ama az gülüyoruz. Çok hızlı araba kullanıyoruz, çok sinirleniyoruz, çok geç ayağa kalkıyoruz. Çok fazla yoruluyoruz çok az okuyoruz. Çok fazla tv seyrediyoruz ve nadiren dua ediyoruz.
Servetimizi katladık ama değerlerimizi azalttık. Çok konuşur olduk, az sevdik ve çok nefret ettik. 


Bir yaşam kurmayı öğrendik ama hayatı öğrenemedik. Seneleri üst üste toplamayı öğrendik ama hayatı seneler boyu değerlendirmeyi öğrenemedik. Nerdeyse aya gidip gelmeyi becerirken, karşıdaki yeni komşuya gitmede sorunlar yaşıyoruz. Dış dünyayı fethettik ama iç dünyayı hayır. Çok büyük şeyler yaptık ama daha iyi şeyler yapamadık. 


Havayı temizledik ama kalbimizi kirlettik. Atomu fethettik ama önyargılarımızın üstesinden gelemedik. Daha çok yazdık ama daha az öğrendik. Daha fazla plan yaptık ama daha az gerçekleştirdik. Acele etmeyi öğrendik ama sabretmeyi öğrenemedik. Daha çok bilgi depolamak ve kopyalarını çıkarmak için daha büyük bellekli bilgisayarlar yaptık Ama kendi aramızdaki iletişim gittikçe daha da azaldı.
Zamanımız hızlı yiyeceklerin tüketildiği ama hazmının yavaş olduğu, iri adamların çok ama küçük karakterlerin de bol olduğu, inanılmaz karların realize edildiği ama gevşek ilişkilerin olduğu zaman…Aileye çift gelirin girdiği ama daha fazla boşanmanın olduğu. Evler süslü mü süslü ama yuvalar kırık. Hızlı seyahatler, tek kullanımlı petler, fırlatıp atılan ahlaki değerler, bir gecelik birliktelikler, çok ağır bedenler ve neşe, sükunet bulduran veya öldüren hapların günleri bu günler…Öyle bir zaman ki vitrinlerde şov için her şeyin olduğu ama stoklarda hiçbir şeyin bulunmadığı, öyle bir zaman ki bu mektup teknoloji sayesinde sana ulaştığında bunu başkalarıyla paylaşma veya çöpe atmayı seçebileceğin bir zaman.
Sevdiklerinle birlikte olmayı ihmal etme, çünkü onlar ebediyen seninle olamayacaklar…
Sana saygıyla yaklaşanlara güzel sözler söylemeyi ihmal etme, çünkü o küçük insanlar bir gün büyüyüp senin yerini alacaklar.
Yanı başındakileri tüm sıcaklığınla kucakla, çünkü kalbinle verebileceğin en kıymetli hazinedir o ve hiç maliyeti yoktur.
Eşine ve yakınındakilere “seni seviyorum” demeyi unutma ve bunu tam ifade et. Bir öpücük ve bir kucaklama taa derinden gelirse tüm yaraları iyileştirir.
Elleri tut ve bağrına bas yakınlarını, unutma bir gün o kimseler yine orada bulunamayabilirler.
Sevgiye fırsat ver, konuşmaya zaman ayır ve kafandaki değerli düşünceleri onlarla paylaş.
Hatırla ki, hayat aldığımız nefeslerin sayısından ziyade heyecan duyduğumuz anların çokluğu ile ölçülür…”
(George Carlin)
İşte dünyanın bir ucunda, bir düşünen beynin gelişmişliğe bakışı!...
 

 
Toplam blog
: 82
: 1046
Kayıt tarihi
: 24.05.11
 
 

TED Ankara Koleji ve ODTÜ Kamu Yönetimi mezunuyum. Asıl mesleğim bankacılık. Çeşitli kuruluşlarda..