Acemi aşık!

Bakkal da bakıştığımız kızı oradan arayacakmışım!
Elime sıkıştırdığı not yazılı kağıttaki numaradan.
Mahallede sadece muhtarın evinde telefon vardı!
Kızı yakın arkadaşıymış, babası çıkarsa yanlış numara deyip kapatacakmışım!
Ertesi günü sabırsızlıkla beklemiş dükkana gider gitmez telefona sarılmıştım.
Beni düşünmekten uyuyamıyormuş, güya uzun süredir bana aşıkmış.
Eğer benimle yatarsa onunla evlenmek zorunda kalırmışım!
Film'lerde hep öyle oluyormuş ya zaten!
Benim haberim yokmuş ama, bana hayranlık duyan ooo pek çok kız varmış!
Kendisi erken davranıp beni onlara kaptırmayacakmış.

Ne olur buluşalım, aşağı mahalledeki park'a gelirsin diyordu.
Duyduklarıma inanamıyordum öylece kalakalmıştım.
Peki dedim, babamdan izin kopartabilirsem yine ararım.

Bu defa ki aramamda telefona çıkan kız, sen kimsin diye sordu.
Kardeşiniz size benden bahsettiğini söylemişti dedim.
Bu gün buluşacaktık onu haber vermek için aramıştım.
Haaa anladım dedi, şimdi babam evde onu telefona çağıramam, ama notunu iletirim
Pekiii, ne iş yapıyorsun sen?
Demirciyim dedim ulus’ta dükkanımız var.
Çay'ımı içmeye geleceklerini söylemişti, ben de dükkanın adresini vermekte sakınca görmemiştim.
Sen görürsün küçücük kızı ayartmayı diye küfrederek yüzüme kapatmıştı telefonu.
Telefona çıkan arkadaşı değil, onun ablasıymış.
Her şeyi berbat etmiştim.
İyi ki evimizin adresini sormamıştı.
Babam beni kulağımdan tavana asardı!
İş yerinde tehlike yoktu, kahveden çıkmazdı zaten!

Ertesi sabah çırağı tembihlemiştim.
Bu gün akşama kadar yokum tamam mı, ama bu civarlarda olacağım.
Soran olursa, montaja gitti dersin, ama babam sorarsa hemen komşulardan bul çağır beni.
Yılışık bir ifadeyle tamam abi sen merak etme dedikten sonra, öğlen saatlerine doğru yanında birkaç kızla çıka geldi.
Abiciim, bak bu ablalar seni arıyorlar.
Ne denli sert baktığımı yüzünün bembeyaz kesilmesinden anlamıştım.
Buyrun dedim yanındakilere tüm gücümü toplayarak.
Ne istemiştiniz?
Müsait bir yerde konuşabilirmiyiz dedi içlerinden orta yaşta olanı.
İşçilerin arasında daha güvende olacaktım!
Çırağa dönerek babam nerede diye fısıldadım.
Her zaman ki yerinde deyince kahvede olduğunu anladım.
Buyrun dedim, dükkana gidelim.
Kadının ses tonu bu defa telefondaki kadar sert değildi, cesaretlenmiştim!
Kasılarak önlerine düştüm.

Onları yazıhaneye buyur ettikten sonra çırağı dışarı çıkardım.
Kulağını kıvırdıktan sonra, ben sana ne demiştim laan diye inledim.
Ciyaklıyarak ama bunlar kız abi, ben alacaklılar gelirse yok diyecektim sandımdı!
Sana da iyilik yaramıyor diyerek sırıttı.
Koş dedim, çay kapta gel.

Çayları içtikten sonra karınlarının aç olup olmadığını sorduğumda hepsininde aç olduğunu üzülerek öğrenmiştim!
Cömertliğim korkularım önüne geçmişti.
Haftalığımdan kalan son parayı çırağımızın avucuna saymıştım.
Kısa bir süre sonra kucağı dolu vaziyette görünmüştü kapıda.
Kendisine de almış,ama haketmemişti haram olsun dedim.
Yemekten sonra ablası söze başladı.
Bak delikanlı dedi telefona çıkan bendim ve artık her şeyi biliyoruz.
Seninle konuşmadan babasına hiçbir şey söylemedik.
Eğer söyleseydik ikinizde mahvolmuştunuz.
Sarhoşun teki zaten!
Kızı sıkıştırdık bize her şeyi anlattı, sana bağlanmış dilinden düşürmüyor.
Sen efendi birisine benziyorsun.
Bak güzel bir mesleğin var hem dükkan da sizinmiş.
Ailene uygun bir dille anlatırsın, bir akşam gelir istersiniz!
Merak etme hemen verirler, kız okumuyor zaten.
Köye gönderecektik ama kısmet seninmiş!

Benim yaşım başım ne ki diye tepki gösterdiğimde kadın bu defa ses tonunu yükseltmişti.
Bunu hovardalık yapmadan önce düşünseydin.
Kızcağızı tavlamak için kimbilir ne diller döktün diye bağırdı.
Yahu daha elini bile tutamadım, benim suçum yok o bana asıldı diyemedim!
Tamam dedim merak etmeyin, akşam annemle konuşacağım.
Kiminle konuşacaksan konuş.
Bu iş en kısa zamanda sonuçlanmalı, sakın ha bizi bir daha buralara getirtme.
İkinci defa babasıyla geliriz ha, diye tehdit ettiler.
Hem yaşını bahane etmenede gerek yok .
Önce söz kesersiniz, bir yıl arayla nişan, sonrada evlilik yaparsınız!
O zamana kadar yaşlarınızda normale ulaşır zaten!

O akşam babam eve erken gelmiş!
Ben kapıdan girdiğimde Ankara dışında yeni bir iş aldığını anlatıyordu anneme!.
Tam iki yıl sürecekmiş.
Bana da bavulunu hazırla demişti.
Ertesi sabah yola koyulmuştum.
Otobüste cam kenarında yolculuk ediyordum.
Ferdi Tayfur'un gurbet şarkılarından mırıldanarak!!