Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Kasım '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Açık konuşuyorum.Her erkeğin metresi vardır!

Açık konuşuyorum.Her erkeğin metresi vardır!
 

Açıkça söylüyorum; her erkeğin metresi vardır. Bunu saklamanın, gizlemenin bir anlamı yoktur. Zaten erkek dediğinin metresi olmalıdır çünkü bu çok doğaldır ve büyük bir ihtiyaçtır.

Erkek yeni evli bile olsa (ki en çok yeni evlilere gerekir) mutlaka bir tane edinmelidir.

Kadınların bu sözlerime tepki vereceklerini biliyorum. Ama tepki verecekler diye gerçekler üzerine konuşmaktan da kaçamayız.

Sonuçta burada doğru bildiklerimizi ya da düşündüklerimizi yazmak için varız. Eğer doğru bildiğimizi yazmayacaksak ve yazdığımızın da arkasında duramayacaksak ne diye yazıyoruz ki? Yalanları gizlemek için mi? Ortada bir gerçek varsa bu enine boyuna tartışılmalıdır. Saklamanın,gizlemenin anlamı yok.

İşin gerçeğine bakarsanız her erkeğin metresi olduğunu her kadın bilir, bilmese bile tahmin eder. Ama bu bir tabu gibi saklanır, gizlenir ya da üzerinde konuşulmaz.

Madem bunu açık açık konuşuyoruz, ben de itiraf edeyim. Bende iki tane var. Eşim de bilir, çevrem de bilir. Bunda saklanacak bir şey yoktur. Olduğu halde yok diyen de namerttir.

Eğer metresi olmayan erkek varsa Allah ona da versin.

Uzun zamandır ekonomiye takılı vaziyetteydim. Sıkıldım. Çünkü biz söyledik, biz dinledik. Madem biz söyleyip biz dinleyeceğiz ne diye üzerinde kafa yorayım ya da yazarak parmak çürüteyim ki?

Kriz zaten geldi, bu konuda herkes bir şeyler yazıp çiziyor. Tekerlek kırılınca yol gösteren çok olur hesabı, krizde ne yapmalıyız diye tartışma programları bile yapılıyor. Sizi bilmem ama beni sıktı.

Artık farklı konularda yazmak istiyorum. Uçuk, kaçık, saçık... Aklıma gelen her konuda yazacağım. Hiç değilse böyle rahatlayayım. İşte bu yüzden de toplumda herkesin bildiği ama herkesin bir tabu gibi sakladığı, görmezden geldiği bir konuyu seçtim.

Soru: Erkeklerin metresi olmalı mıdır?

Cevap: Elbette olmalıdır. Gerekirse birden fazla olmalıdır.

Nedenlerini sıralamadan önce (bayanların bu satıra kadar gerilen sinirlerini yatıştırmak için) eğlenceli bir anımı anlatmak istiyorum.

18 sene önceydi.

Her Cumartesi gecesi dostlarla ailecek toplanır lokale giderdik. O zamanlar hayat bizleri bu kadar çok uğraştırmıyormuş demek ki. İstisnasız her Cumartesi gecesi değişik dostlarla sohbet eder, eğlenirdik.

Yine bir Cumartesi gecesi uzun süredir birlikte olamadığımız üç aile ile lokalde buluşacaktık. Büyük bir keyifle hazırlanıp çıkmak üzereyken çocuğun ateşi çıktı. Arkadaşlara telefon edip özür diledik ve gelemeyeceğimizi söyledik. Bir süre sonra her şey yoluna girdi ama saat epeyce ilerlemişti.

Saat 22.00 civarlarında telefon çaldı. “ Hah, bizimkiler kafayı buldular, nispet olsun diye bizi arıyorlar...” diye düşündüm. Katılmadığımız her toplantıda bunu yaparlar.

- Alo
- Alo 6311, ya buradan Yozgat’ a nasıl çıkacağım?

Bak sen şu uyanık Ali’ ye, beni işletecek. Yer miyim ben? Ben de onu işletmeye karar verdim.

- Şimdi oradan dümdüz git, ışıklardan sağa dön, Kırıkkale’den aşağı sallan, ışıkları geçince benzincinin önünden sola dön, yüz metre ilerde, gazoz fabrikasından sonra solda...

- Ha ha ha... Dalga geçme yaa... Yanındakine döndü; ağbi ışıklardan sağa dönecekmişiz.Ha ha ha...
- Ha ha ha... Dalga geçmiyorum yaa... Sordun söyledik.

Bu arada eşim durumu anladı, gülmekten yerlere yatıyor. Ben de telefonu işaret edip "Ali, Ali" diyorum.

Karşımdaki ciddileşti.

- Bırak şakayı ya. Hüseyin abi orada mı?
- Hüseyin ağabeyin az önce metresiyle çıktı...

Telefonda ses kesildi, yanındakilere dönüp şaşkın bir ses tonuyla “Hüseyin abi metresiyle çıkmış gitmiş” dedi. Yanından aksi bir ses “ne metresi ulan” dedi. Telefondaki şahıs bana dönüp sordu.

- Ne metresi yaaa?
- Çelik metresi yaaa... Hahahaha... Hani 3 metrelik var ya.... Hahahahaha....
- Ha ha ha...

Yine yanındakine döndü, “çelik metresiyle gitmiş abi, hani 3 metrelik varmış ya...”

Yanındaki aksi herif kızdı;”sinkaf ettirmeyin beni ulan, bırakın dalgayı, ver şu telefonu...”

- Alo (Bak sen; şimdi de İsmet işletmeye çalışacak, yer miyim?)
- Ne var?
- Senin şakanı yerim ulan.
- Söğüş mü yapayım, olduğu gibi mi yersin? Ha ha ha...

( Bu arada eşim tuhaflığı sezinlemiş, bana garip işaretler yapmaya başladı. Ben de ahizeyi elimle kapatıp "İsmet, İsmet" dedim)

- Ha ha ha... Ya birader bu işte bir terslik var, orası neresi ?
- Burası 3..6311. Benim evim yani... İsmet uzatma oğlum, yemedik numaranı...
- Ha ha ha ha... (Adam gülmekten boğulacak)
- Siz kimsiniz ?
- Ya biz santraldeyiz, arkadaş acemi, bir yanlışlık yapıp sizin numarayı çevirmiş. Dahili arıyorduk biz. Ha ha ha ha... (Kesinlikle gülmekten ölecek)
- Ben de arkadaşlar beni işletmeye çalışıyorlar sanıyordum.
- Yahu öldürdün beni gülmekten, Allah da seni güldürsün... Metresi alıp gitti ha... Hağ hağ hağ... Işıklardan sağa döneceğiz ha.... Muhahahaha......

Karşılıklı kahkahalar atarak özür diledik birbirimizden. Hanım kendisini kanepeye atmış gülmekten çatlamak üzere... Lokale gidememiştik ama neşeli bir gece geçirdik.

Evet, anım bu kadar...

Ne diyorduk? Her erkeğin metresi olmalı diyorduk.

Evet her erkeğin bir ya da birden fazla metresi olmalıdır. Özellikle yeni evli erkeklerde mutlaka olmalıdır. Perdenin ölçüsü, odanın eni derken çok lazım oluyor...

Metre alırken dikkat edin, 3 metreden az ölçmesin. Bir de üzerinde su düzeci olan modelleri tavsiye ederim.

Ne şimdi bu? Diye sormayın.Her yazımızda mesaj olacak değil ya, bu kez içi boş yazı yazdım.

İşler vahim durumda, öyleyse işi dalgaya vurmaktan başka çare kalmıyor.

Eskiden saatlerce iş konuştuğumuz insanlarla şimdi oturup böyle boş sohbetler yapıyor, rahatlıyoruz. Üretimler durmuş, satış yok, tahsilat yok, ufuk simsiyah...

Yani ağlanacak halimize gülüyoruz... Hamdolsun, kriz-mriz vız geliyor...

Borç bini aştı nasıl olsa... Bu akşam nereye gitmeli?

Sahi, siz kriz önlemi olarak nasıl eğleniyorsunuz?

 
Toplam blog
: 90
: 2099
Kayıt tarihi
: 27.05.07
 
 

Yaşayacağım yıllar yaşadıklarımdan daha az... Öyleyse "adam gibi yaşamalı" diye düşünüyorum. Kola..