Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Temmuz '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Acılarda tutunmak; uyku ya da hayal kurmak

Acılarda tutunmak; uyku ya da hayal kurmak
 

Canım çok yandığında, kendimi kötü hissettiğimde, mızmız bir hale büründüğümde kaçtığım iki şey vardır; biri uyku, biri hayal kurmak.

Saatlerce uyuyabilir insan, uyanıp bir daha uyuyabilir. Her uykudan sonra biraz daha kendini iyi hissetmeye, uykudan önce ne yaptıysa, tekrar onlara yapma refleksini başlatır.

Acılara tutunabilir, sarılıp yukarı çekmesini de bekleyebilir.Yada acının daha bedbaht etmesini. Birazda acının kişilerde nasıl sindirildiğine, risk yönetiminin uygulanıp uygulanmadığına da bakabiliriz.Sorabilirsiniz şimdi bana, risk yönetimini ne sanıyorsun diye…Risk yönetimi bana göre, acılara sarılıp bürünüp uyumak yerine, çözüm yolu bulma pratiğini elde etmektir.

Bazen hoş oluyor, acılara sarınıp uyumak.

İnsanı dinginleştiriyor. Hırçında olunabilir. Fakat tercih noktam sakinleşmek. Kendimizi b.ktan bir yaratık olarak görmemizin yanında, daha sakince düşünmemizi sağlar. Acılara sarıldığımız anda birde bizim durumdaki insanları anlamaya başlarız. Ne garip daha öncede vardı bu insanlar çevremizde… Halbuki, denize düşmenin yılana sarılmak olmadığını da biliyor olduğumuzu görürüz. Ekseriyette, uygulama biçimimiz de farklı olur hani, acılara sarılmayı. Bunu kendi hayatımızda, kişilik ve eğitim durumumuza göre kabullenme yada duygusal sömürüye dönüştürme üzerine yoktur.İsteriz ki bizimle ilgilenen insanlar daha çok ilgilensin, yada onlar benim acımı anlamaz ama, bırak birazda onlar acı çeksin diye, sarıldığımız acı yorganın bir ucunu sevdiklerimizin üstüne örtmeye çalışırız.

Bir acı yaşamak bazen çok yere götürür, dipsiz kuyularda çığlık, çıkmaz sokaklarda koyu gölge, çıkılmaz ağaçlardan inememeye benzer. İsterizki, sesimiz duyulsun, isterizki biri ışık yaksın, isterizki biri merdiven getirsin. Hep acı yorganının birileri tarafından kaldırılmasını isteriz üzerimizden. Halbuki o yorgana bürünen bizler; başka hayatlarda, başka düşüncelerin, meşguliyetlerini unuturuz. Hayır, acı birazda kederdir. Tıpkı nemli, rutubetli bir odada yaşamak gibi, sessiz, sen yaşadığını sanıyorken, kemiklerinin, gücünün hiç hissetmediğin halde zayıfladığını bir gün tökezlediğinde görürsün. Keder böyle şey demekki. Birde çizgiler vardır insanın yüzünde acıyı yansıtan. Yorganı üstünden atsa da kendine kalan bakiyenin çizgilerini taşıyordur. Bunu hiç sormadan anlayabilirsiniz.

Acının yorganına sarılıp uyumak güzel midir? İlk başlarda güzeldir, çevreyle ilgili bağlarını koparmışsın, zırhın üstünde, uykunun dinlendiriciliğinde, zamanı ilerleterek, ilk uyuduğun zamandan, ileriki bir zamanda uyanırsın.

Her insanoğlu, düşünen varlık olan bizler; acıyı en güzel avutmanın yolunu bulmuşuzdur.(acaba, benmi buldum, bilmem ) Hayal kurmak…

Hani yuvarlanırken üstündeki acı yorganının altında dipsiz kuyulara, birden prenses oluverirsin, yada kral, yada Karum kadar zengin, yada pilot, kuş, güneş, çok çocuklu bir ana, çöllere düşme-miş Leyla, altından bir heykel olmak bile güzeldir aslında, ne bileyim ben;en çok burcum gereği kendimi savaş alanlarında dövüşüp, kötüleri yok etmek gibi bir sevdaya kapılırım. Zeyna mıydı neydi. Allah, Allah nara ataraktan, Küresel ısınmaya çözüm buluyor da olabilirim. Hoş şeyler yani..Hayal kurmanın sınırı olmadığını görmek; hiçbir zaman gerçekleşmese de, gerçekleşme ihtimalinin zayıf olasılık bir ihtimal olduğunu bilsekte, kaptırırız kendimizi, kim tutar bizim gibileri…

Sözün özü;ortalık toz duman MB’de; ben izninizle 2 hafta ya uykuya yenik düşeceğim, ya pamuk prenses olacağım, ya prenses caroline, ya stephan king, ( aaa bak aklıma geldi, bir aralar başbakan filan oluyordum, şimdi bu hayalim biraz sarkık, cazibesini yitirdi, hiç istekli değil.)ya savaşlar kazanacağım, ya savaşlar kaybedeceğim.Bir ara çok önemli bir kongrede, koca bir kürsüden nutuk atıyorda olabilirim.BARIŞ-KARDEŞLİK-SEVGİ-SAYGI-KÜRESEL ISINMAYA ÇÖZÜM-İNSANCA BİR ARADA YAŞAMA-ÇEVREYE SAYGILI OLMA-DOĞAYI KORUMA-TRAFİĞE ÇÖZÜM- konusunda uzman olup seslenirim kimbilir. Yada değersiz b.ktan biri…Şimdi toz olmak istiyorum… O zaman acılar azalır mı, ortalık süt liman olur mu bilemem, bildiğim bir şey varsa, acılarda bir kenara çekilip, ya adam gibi uyumak, ya hayal kurmak, uyandığımda her şeyi sütliman bulup, kimseden medet ummaksızın emeklemek… Hoşcakalın

 
Toplam blog
: 359
: 1593
Kayıt tarihi
: 29.11.06
 
 

Deli-dolu, akıllı,  yalandan yere çamura yatan, normal değerlerde zekalı, esprili, şakacı, kendin..