Açildum açildum!

Ahh türkülerimiz ahh… Hele şu bizim türkülerimiz yok mu? "açildum açildum, açilamadum gülüm açilamadum, açilamadum yavrum açilamadum terazi ufak idi tartilamadum o domuzun kizina ben sarilamadum rinna rinnanay... Anan Var midu!" Flan, gider öyle… Sayın Bakan diyor ki: “Bizim hükümet olarak siyasi meseleleri çözme yöntemimiz daha fazla özgürlük ve daha fazla demokrasidir. İnsana ve topluma güveni esas alıyoruz. Yürüttüğümüz süreç başından bu yana kendi sözlerimizin, icraatımızın bir devamıdır.” HİMM!.. rinna rinnanay... İcraatımızın devamı ha… Daha önce bu tür işlere yeltenenlere vatan haini deniyordu sayın bakan, anlayamadum!.. Veya açilamadum. Açildum, açildum, açilamadım yarim. En iyisi bir kol bastı oynayalım... Bu türkü fena!.. Aklımızın ermediği işlere burnumuzu sokmayalım. Olanı biteni seyredelim, düşünmeyelim, yoksa malum süreci bilenler olarak kel başa şimir tarak vuracağım!... Muhalefet te kuyruğunu büktü, dümen suyunda! Vay anasını. Desenize o iş tamam. Ama nereye kadar. Ana dil derler, taşa dişlerler, bize de zorla Türkçe öğretirler mi dersiniz? Henüz açılamamışlar, hiçbir şey kesin değil ama muhalefet “Kürtçe yayın yasağı olmasın tabii, ama resmi dil Türkçe olsun” diyor.. Öyle mi?… Diğeri de” Demokratikleşmeyi ve uygulama yanlışlarını gerekçe göstererek bu toplumun ayrışmasına kimlik olarak zemin hazırlayacak hiçbir yaklaşımı doğru ve faydalı görmemekteyiz. Bu durum bu insanları kamplaştırır. Burada bir iç çatışma endişemiz ortaya çıkar” diyor… Ne kadar şakacısınız… “Kolbastı” dedim ben, sizi de oynatacaklar, bekleyin, Hem de ne kol bastı ama, görürsünüz gününüzü… Açilamadum hala!.. Kalem yorgun ve durgun, şaşkın bir bakıma!... Ülkeyi serbet rekabet ortamına hazırlayanlar gitti… Sadece ekonomik kararlarını almaya bile ömürleri yetmedi… 2002 den önce o kararları tamamlayanlar tarih sahnesinde yerini aldı… Eski yazılarımda değinmiştim, “bu hükümet O sürecin siyasi kararlarını alacak” diye… Ama tam açilamadum, dilim dönmedi. Bakan da yarım yamalak alt yapı malzemeleri döşedi beynimizin varoşlarına. Hazırlıyor bizi. Elimde sopa, kolbastıya davet edeceğim hepsini kalan aklımla… Biliyorum böyle anlarda gider birileri ondan dedim, yoksa benim ne gücüm var. Milletin nefesi tıknefes onu demek istedim. İpsiz Recep gibi burnundan soluyor herkes.. Biliyorsunuz İpsiz Recep burnunu yukarıya doğru “fırt” diye çekti mi adam vururdu!.. Kesin öyle olacak, bu demokratik dönüşümü (Siyasi Kararları) gerçekleştirenler kolbastı oynayıp çekip gidecek diğerleri gibi. Oysa ne güzel kolbastı ile avunuyorduk. Nerden çıktı bu “açildum açildum, açilamadum yarim” havası… Rinnay rinnannay... Sevgi ve saygılarımla….