Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Temmuz '09

 
Kategori
Güncel
 

“Bizim ülkemiz bir hukuk devletidir!”

“Bizim ülkemiz bir hukuk devletidir!”
 

Devlet siyasetinin, meşruiyetinin, temelinin hukuk olarak sunulduğu ülkelerde hukuk; düzeni sağlayacak, karışıklığı önleyecek bir yasalar topluluğu olarak görülür.

Böyle algıladığımızda Adalet Bakanlığı ka-pa-tıl-sın ya da H-S-Y-K kaldırılsın diyebiliriz. Bu kendi doğrumuzun nerde hakim olduğuna göre şekillenir.

Bu yaklaşım devletin toplumu bir “çerçeve”nin içinde tutmasının meşru zemini olarak hukuku görmektedir.

Sevgili Aydın’ın “çerçeveci” yaklaşımı bakanlığın kapatılması talebinde yine kendini gösteriyor. Bana kalırsa bu devletçi anlayış terk edilmeli; şu an ki devletin zihniyet kalıpları sökülüp atılmalı; demokrat zihinsel/kültürel değişim her yönden hızla eksene hakim olmalı. Birlikte yaşamak ve demokratikleşmenin ilerlemesi; içleştirilmesi bu sürecin yolunun açık tutulmasına bağlı.

Toplumsal değişimi esas almayan, böyle bir hedefi olmayan hukuk, değişen toplumu sürekli eski haline döndürmeye çabalarsa, son günlerde gördüğümüz içler acısı görüntülerle sık sık karşılaşırız.

Cumhuriyeti evrensel hukuk ve demokratik normlarla beslemediğimiz sürece bu çağdışı durumlara katlanmak zorunda kalırız.

Hukukun meşruiyetinin tek kaynağı toplumdur, hukuk toplumsal talepleri esas almak zorundadır.

Hukuk sadece devletin yönetim aracı kılındıkça, giderek toplumsal değişimin önünde ayak bağı olur, bu aynı zamanda meşruiyetinin de ortadan kalkmasına yol açar.

Yani hukuk denilen yasalar topluluğunun var olması onun meşru olduğu anlamına gelmez.

Hele ki hukuk toplumla devleti birbirinden ayıran devletin tercihlerini topluma karşı koruyan bir yapıya dönüşmüşse.

Böyle devletler “bizim ülkemiz bir hukuk devletidir” dediklerinde, guguktan bahsetmektedirler.

Bu anlayış sonucu, bizde olduğu gibi hukuk, sadece “meşruiyet”inin kaynağını değil, “hakemlik” niteliğini de kaybeder.

Herkese eşit mesafede değildir, bu ideolojik bir nitelik kazandığı anlamına gelir.

Hukukun bu hali devleti toplumdan korumak bi yana, onu toplumdan gizleme işlevi görür. Devleti derinleştirir.

Hâkimler, savcılar yer değiştirir, görevinden alınır, biz ne gerekçesini biliriz ne de işlevinden haberimiz olur.

Bu süreçler son zamanlara kadar ne basına yansırdı, ne de siyasi iktidar bu konuda çatışmaya girerdi.

Bu devletin, toplumun devletine dönüşmesinin yolu demokratikleşme yanlılarının kararlı duruşuna bağlıdır.

Geçtiğimiz günlerde Ergenekon savcılarının değiştirilmesi çabası düzenin sahiplerinin bu hukuksuzluğu korumak için giriştikleri en son ciddi çabalardan birisiydi, bundan sonrasını toplumun değişik kesimlerinin tavrı belirleyecek.

Toplumun desteği ile yeni demokratik anayasanın yapılması acil ve şart. Bu çerçeve de hukukun bağımsızlığı ve tarafsızlığı sağlanmalı, tüm dokunulmazlıklar kaldırılmalıdır.

 
Toplam blog
: 444
: 1284
Kayıt tarihi
: 13.09.07
 
 

MB zengin kültürel bir eksen; düşüncelerimizin buluştuğu, tartıştığımız, birbirimizi etkilediğimi..