Açılımla üzeri örtülen ekonomi...

Son dönemlerdeki açılımlarımızın ekonomi ile bir ilgisi var mı diye düşünmeden edemiyorum.

Nasıl düşünmem ki.

Ekonominin tam olarak dibe vurmasını bile beklemeden, IMF’nin isteklerine karşılık vermeyen iktidar, öncelikle “Kürt Açılımı” devamında “Demokratik Açılım” şimdi de “Ermeni Açılımı” ile gündemi belirleyip, ekonomik gidişatın tartışılmasına izin vermiyor.

Oysa ülke gündeminde o kadar tartışılacak gerçek gündem maddeleri var ki!

İşte onlardan bir kaçı;

*İşsizlik, bütçe açığı, sanayi üretiminin düşüşü, eğitim seviyesindeki kalitesizlik, İşçi, memur, emekli, küçük çiftçi ve esnafın durumu vs….

Bunların tartışılması gerekirken, içeriğinin ne olduğu belli olmayan, sadece gündem yaratmak için oluşturulmuş, sanal açılımlarla uğraşıp, ülkenin gerçek sorunlarını görmezlikten geliyoruz.

Örneğin; Memurlara 2+2 zam önerilirken, milletvekilleri için kendilerini daha iyi tanıtılabilmelerine olanak tanıyacak özel plakalı otomobiller tahsis edilmesi, yaklaşan kış nedeniyle valiliklerin sosyal devlet adı altında dağıttığı kalitesiz kömürlerin yaratacağı hava kirliliği, maden arama bahanesiyle talan edilen ormanlarımızın durumu, yat ve benzeri lüks araçların sıfırlanan ÖTV'leri, yarıya indirilen KDV'leri…

Tabi en önemlisi de son dönemlerde iyice artan ve adeta ‘Dilin Kemiği Yoktur’ sözünü doğrulayacak eylem ve söylemler. Özellikle de “Üniter devlet yapımızı ve ulus kimliğimizi zedeleyecek ölçüde özensiz eylemler ve söylemler. Ayrıca bu söylemler ve eylemlerin toplumu etnik kamplara bölmesini görmezlikten gelip, bu tür eylem ve söylemlerin ne olduğunu bile tartışmıyoruz. Bu söylemlerin ‘içeriği ve hedefi’ nedir? Hiç kimse sorgulamıyor. Acaba halkımız böyle bir sürecin parçası olmayı kabullenecek mi?

Gelin sizinle DTP Milletvekili Aysel Tuğluk’un şu sözlerini tartışalım.

Evet, o söz “Süreç tıkanırsa ayrılık tartışılabilir”

Siz bu sözden ne anlıyorsunuz? Bu söze verilecek cevap aslında her Türk Vatandaşının verebileceği cinsten çok!

Sadece Aysel Tuğluk mu?

Kendilerini bu ülkenin sahibi sanan o kesimde hemen hemen her gün bu tür söylemler ve tehditler geliyor. DTP’nin tüm konuşmacılarına dikkat edin. Sözleri arasına bir tehdit cümlesi sıkıştırmadan edemiyorlar. Lafı mutlaka “Bu ülkede biz ne dersek o olur havası yaratılıp, olmayan güçlerinin gösterisini yapıyorlar” Tek dayanakları var; o da Terör! Bu zamana kadar terörle nereye varıldı?

Koskoca ülkeyi terörle tehdit ederken, bir yandan da “Barış, kardeşlik, eşitlik, sevgi, uzlaşma” gibi söylemleri de dillerinden düşürmüyorlar...

Şöyle bakıyorum da DTP’liler bu tehditleri savururken, bu gücü kimden alıyorlar?

DTP seçimde oyların yüzde kaçını aldı? Yüzde 5’ini. Yani bu demek oluyor ki, temsil ettiğini söylediği toplumun bile oyunun ancak yüzde 20 sini alabilmiş. Geriye kalan yüzde 80 nerde?

Bu söylemler üzerine internette dolaşan geyikleri sizinle paylaşmak istiyorum.

*Aman Aysel, sakın bizi bırakma!

*Siz olmasanız bu ülkeyi kim tehdit edecek!

*TBMM’den aldığın bu parayı başka nerden kazanabilirsin?

*Böylesi ballı maaşı bırakıp nerelere gidiyorsun?

*Blöf yapma!

*Hazır hamurdan ekmek yapması kolay, böylesi açılımdan yararlanıp tehdit etmek harika!

*Niye belli bölge? Ayrılmak ne kelime! Türkiye’nin hepsi sizin olsun!

*Ayrılmak isteyene kapı açık, istemiyorsan arkana bakma çık!

Bir dahaki yazımızda yeni açılımımız “Ermenistan”ı yazmaya çalışacağım.