Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Şubat '09

 
Kategori
Deneme
 

Acısı kalıcı olan

Sana inanıyorum, ey sevgili! Koltuğunun altında oyuncak bebeğin, masum bir kız çocuğu yüreğinle paçama yapıştığını unutmuyorum. “Kal” demiştin, “bu kadar yangın yetmez mi bir ömre” demiştin, unutmuyorum. 

Sana güveniyorum, ey sevgili! Ne bir yangın yerinde kayboluyorum artık ne de bir depremde… Sen yanımda değilken bile, sokaklarda sana çoğalıyorum. Konuştuğumuz ne varsa, şiirlerde karşılığını buluyor… Seni anlatan şiirleri, seni bana anlatan şiirleri; beni anlatan şiirleri, beni rüzgara fısıldayan şiirleri seviyorum… 

Geçmiş aşkından telefon geliyor sana, kanıyor bir kentten diğerine yürekler… Bende yaşattığın kasırgalar, geçmiş aşkının kışından miras kalmış sana… Biliyorum. Geçmiş aşkını dört yılla çarpıyorsun, eksilen ben oluyorum… Her eksilen, sevgiyi çoğaltmalı oysa… Yaşam ağacının gürleşecek dalları aşkına… 

Bir kez daha anlıyorum, geçmiş aşkların defterleri dürülemiyormuş meğerse… Her yeni aşkın rüzgarıyla, yeniden açılıyormuş sayfaları… Benim gözlerime baktıkça, onun gözlerine ışıldıyorsun. Benim saçlarımı okşadıkça, onu şımartıyorsun aslında… 

Kıyamadığın bir geçmiş aşk geçiyor belleğinden, acısı kalıcı olan… Bana onun adıyla sesleniyorsun, iki kişilik bir kıyamet oluyorum sonra… Bense adını belleğime kazıyorum, sözümün namusu biliyorum onu. Geçmiş aşklarımsa, hiç yaşanmamış gibi; asılı kalıyor ayın çengelinde. 

Vicdanın ve anıların derinleştikçe, geçmiş aşkın babana benzemeye başlıyor. Sana ait olan, senin ona ait olduğun ve bir o kadar da sen olan… Bütün insani sıcaklığın; bir babanın ruhuna sızıyor, bir de geçmiş aşkına…  

Bense, şaşkın şaşkın baktığın, ardı sıra gözyaşı döktüğün, uslanmaz bir hayalperest oluyorum yüreğinin labirentlerinde… “Bir sonraki yangının ne zaman diyorsun”, “seni seviyorum” derken aslında… 

Baban senin içtenliğin oluyor, geçmiş aşkın da… Bağırıyorlar suratıma , “o, bize hiç kıymadı ki”… 

“Peki” diyorum, sancılı bir sayıklamayla… Ve Ahmet Telli’nin “Soluk Soluğa” şiirini, bir suçmuş gibi üstleniyorum : “hep yanıldı ve yenilgilere uğradı/ ama atıldı yine de yeni serüvenlere/ vakti olmadı acıların hesabını tutmaya/ durup beklemeye, geri dönmelere vakti olmadı/ yangınlarla geçti ömrü ve hep yalnızdı/ - ki onlar daima birer yalnızdılar…”  

 

 
Toplam blog
: 55
: 383
Kayıt tarihi
: 27.01.09
 
 

1975’te Ankara’da doğdu. Eskişehir Anadolu Üniversitesi İ.İ.B.F. İşletme Bölümü’nü bitirdi. Şiirleri..