Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Aralık '12

 
Kategori
Anılar
 

Adalet aranıyor

Türkiye’de olan bazı olaylar herkesi olduğu gibi elbette beni de üzüyor. Adaletsizlik, kadrolaşma, insanların ufak çıkar veya makam uğruna eğilip bükülmeleri, gazetecilerin içeri doldurulması, Suçunu bile öğrenemeden içeride yatan binlerce insan, İçeriye atılan ve yüz binlerin oyunu almış milletvekillerinin görmezden gelinircesine hapislerde çürütülmesi, Eh efendim,bu iş adaletin işi falan hikayeleri, KCK davaları vs.vs….

Tüm bunlar düşünüyorum da  çocukluğumda rahmetli anacığımın  anlattığı ve  Cumhuriyet öncesi dönemde genç bir kızın başından geçen bir öyküyü bana hatırlattı. Öykü tamamen gerçek ve yaşanmış. Mezara giden anam bana öğüt verirken niçin yalan yanlış anlatsın ki ? Ben de  mezara gitmesini istemediğim bu gerçeği sizinle paylaşmak istedim tabii ki . Haksızlıklara dur demek elbette  cesaret sahibi gazeteci,yazar,çizer,profesör, bilim adamı,hakim,savcı vs.nin işi ve bunları da asla bana cevap verilsin diye yazmıyorum.Dilerim ki bunları binlerce kişi okusun bilgi sahibi olsun ve başı göklere erercesine güzel ülkemizde huzur içinde yaşasın.Üç bölüm halinde sunacağım öykü Antep’te geçiyor ve aynen şöyle:

Antep Halep’e bağlıyken adı Halep Ayıntabı idi, Antebin bir köyünde genç bir kız tarlada çalışırken bir gencin tecavüzüne uğrar ve durumu aile büyüklerine ezile büzüle anlatır. Ne yazık ki kızın yaşlı dedesinden başka kimsesi yoktur.Olay kolluk kuvvetlerine bildirilir ve şikayetçi olmaları istenir. Şikayet yapılır ama tecavüzkar olan erkek değil, şikayetçi olan kız  mahkemeye çağrılır. Mahkeme Halep’te, Halep ise Antep’e yaya 2-3 günlük mesafededir. O zamanda araç ne gezer ?

Bin bir umutla ,belki hak ettiği cezayı bulur, diye genç kız, dedesini eşeğe bindirerek Halep yoluna düşerler. Orası senin burası benim derken Halep’te mahkemeyi bulurlar  ve genç kız kadıların huzuruna çıkarılır. “Anlat kızım” derler. Genç kız ne anlatsın? Başına kötü bir iş gelmiştir. Durum ellerinin altındaki zabıtlarda mevcuttur. Israr ederler “Nasıl oldu olay ?”  “Anlat ki yargıya varalım.” Genç kız ezile büzüle olayı anlatmaya çalışır. Ne zaman oldu, nasıl oldu, Sana ne yaptı ? Şahidin varmı idi ? Kim idi ? Vs..vs.vs..

Karar: Davanın 2 ay teciline ….

Kız anlamaz: Ne yapacağız?

-İki ay sonra şu gün burada olacaksınız….

……….

 

Genç kız  2 ay sonra tekrar dedesini eşeğe bindirerek Halep yoluna düşerler. Kış, kıyamet, yağmur çamur derken Halep’te mahkemeye varırlar  ve genç kız kadıların huzuruna tekrar çıkar. “Anlat bakalım” derler. “Olay nasıl vuku bulmuştu ?” Genç kız yine  başına gelen kötü olayı anlatır. Israr ederler “Nasıl oldu olay ?”  “Oğlan ne yaptı?” “Eteğini nasıl çekti? Sen kendi rızanla mı oldu yoksa ?....Aynı sorular…

Karar: Davanın 1,5 ay teciline….

3.davaya da aynı şekilde gelinir ve aynı sorular sorulur.

Sonuç: 1,5 ay teciline…..

Antep’e vardıklarında köylerinde kızın yaşlı teyzesi sorar:”Ne oldu kızım senin mahkemen ? Karar ne ? Oğlan ne ceza aldı ? ”

“Karar şimdilik tecil.”

“Ne sordular peki ?

“Şunu şunu,hep aynı sorular.Cevap verirken bile yerin dibine geçiyorum teyze !”

“Geçen sefer ne sormuşlardı?”

“Aynı şeyler işte.”

Yaşlı kadın isyan eder.Çünkü okumamıştır ama ariftir.” Böyle adalet mi olur ? 3.kez tecil edilip ne olacak ? Suçlu elini kolunu sallayarak gezsin siz yollarda sürünün. Kızın dedesi ise çaresiz.”Ne yapalım devlet böyle istiyor.” der.

Yaşlı kadın” Kızım” der ,sana söyleyeceklerimi iyi dinle ve son duruşmada ne öğrettimse onu söyle kızım,korkma.” der. Kız teyzesinin söylediklerini iyice dinler…

Halep yollarının zahmeti bitince sıra mahkemeye çıkmaya gelmiştir. Genç kız kadıların huzuruna çağrılır.

“Anlat kızım olay nasıl olmuştu ?”

………

Genç kız ise gözlerini kadılara dikerek “Olay aylarca önce anlattığım gibi olmuştu. Bütün evraklarda yazılı. Benim ifademi alırsınız da tecavüzcü kişi, suçlu nerede? Yoksa o hatırlı birinin oğlu mu ? Ben ve yaşlı dedem yollarda çürüyoruz. Adaleti yerine getiriyorsanız getirin.Yok getirmezseniz dilerim Allahtansarığınız taş, döşeğiniz ataş olsun ! Benim ve dedemin artık buraya gelecek durumu yoktur.” der.

Kadılar neye uğradıklarını şaşırırlar. Onlar yeni bir öykü dinlemek isterken bu kız neler söylüyordu böyle ? sarığınız taş,  döşeğiniz ataş olsun ! muş. Birileri bunu öğretmiş olmalıydı.

Sonuçta kararı verirler  tecavüzkarı yakalama emrini çıkararak gereken cezayı çekmesini sağlarlar.

Sormak gerekirse ,şimdi bu kadılar mı cahil, yaşlı teyze mi ? Neyse….

Ülkemin şimdiki halini de buna benzetiyorum.Kimler içerde kimler dışarıda ?

350 kişiyle darbe yapan komutanlar !!! Kim inanır sizce şu Ergenekon denilen oyuna ? Siz ordu komutanı olsanız kaç kişiyle darbe yapardınız ? Elbette diğer ordu komutanlarıyla .O da 5 kişi bilemedin 6 kişi...

İşte ülkemin hali…

İçerdeki seçilmişler, bilim adamları, teröre karşı mücadele etmiş komutanlar, siyasi alanda mücadele eden politikacılar, görevini yapan gazeteciler…Bunların  bu genç kızdan ne farkı var şimdi ? Suçum ne ? Delil ne ? Suç aletleri nerede ? diye sorsalar haksız mı ?

Aradan 150 yıl geçmiş, belki kaftanlar,sarıklar değişmiş,dev adalet binaları kondurulmuş ama galiba kafalar değişmemiş. Gecikmiş adalet adalet adalet mi? 1 gün bile fazla yatırsanız kişi aklanınca bu bir günün hesabını kim verecek ? İnsanlar “Herkes mi terörist” diye sormayacak mı?

Hapishaneler dolunca kahvehaneler, boşalacak, fabrikalar işçi mi dolacak ? Dağdaki terör mü bitecek ?

Adil olun yeter.

Refah dolu bir Türkiye dileklerimle…

 
Toplam blog
: 123
: 1874
Kayıt tarihi
: 02.07.12
 
 

68 kuşağındakileri iyi bilirim. Çalışmam ziraat üzerine. İnsanların ana dilleri ile konuşmalarını..