Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Kasım '08

 
Kategori
Futbol
 

Adaletin bu mu PFDK?

Adaletin bu mu PFDK?
 

Tümer Metin, 19 Mayıs 2008 deki bu alkış nedeniyle 1 maç ceza almıştı


19 Mayıs 2007 tarihinde Türk futbol tarihinin utanç gecelerinden birisi yaşanmıştı hiç kuşkusuz.

Ali Sami Yen Stadı'na tarihinde ilk defa "şampiyon" apoleti ile çıkacak Fenerbahçeyi, "çiçeklerle karşılayıp alkışlarla uğurlamayı" tahayyül edenler, "sularla karşılayıp demir borularla uğurlamaya" da şahitlik etmişlerdi.

"Onbinlerce" yabancı madde ile saha zemini adeta Halkalı Çöplüğüne döndürenlere karşı bırakın o gün stadda olanları, ekran karşısındaki milyonların bile kanı donmuştu bu vahşet sahneleri esnasında.

Futbolun bu çirkin yüzünü gösterenlere, organize edenlere, yaşatan ve yansıtanlara karşı Türk futbolunu "adalet ile yönetenler" PFDK nezdinde aldıkları kararlarla da en az bu maç kadar büyük bir skandala daha imza atmışlar, haftalarca süren toplantılar neticesinde 4 maç saha olayları, 1 maç ta küfürden olmak üzere "toplam 5 maç" saha kapatma cezası vermişler ve Galatasaraylı taraftarların yaptığı eylemleri de "cezasız" bırakmamışlardı.

İşte bütün bu olaylar yaşanırken misafir takım oyuncularından Tümer Metin, tribünlerin bu hareketlerini alkışlarla protesto ediyor ve PFDK'nın 12.06.2007 tarihli kararıyla 1 maç men cezası alıyordu.

Olaylara karışanlar, yönlendirenler, tribünleri tahrik edenler..

Hepsi ama hepsi bir yanda dururken Tümer Metin'in alkışları nedeniyle tribünler tahrik olmuşlardı demek ki.

Sadece o gün kadroda yeralmayan ama saha olaylarında başrolde olan Hasan Şaş, 2 maç ceza almış, diğer oyuncuların hiçbiri PFDK'ya bile sevkedilmemişlerdi.

Şimdi 2008 in sonundayız.

10.haftada oynanan Fenerbahçe-Galatasaray maçının son dakikalarında Galatasaraylı Arda Turan, Fenerbahçe tribünlerine yönelik çirkin hareketler içerisine girerken, TV görüntülerinde bu hareketler makaslanıyor, hatta maçın canlı yayını esnasında bile ekranlara yansıtılmıyordu. Arda Turan'ın hareketlerini sadece o gün stadda maçı canlı izleyen insanlar görmüşlerdir.

TV görüntülerinde sanki yardımcı hakem Aleks Taşçıoğlu'na yapmış olduğu centilmenlik dışı hareket nedeniyle ( ki orada Arda Turan'ın Aleks Taşçıoğlu'na küfrettiği açıkça TV görüntülerinde bile belli olmaktadır. ) sarı kart gördüğü intibaı uyandırılan Arda Turan'ın, Fenerbahçe tribünlerine karşı yapmış olduğu eylemlerin cezasız kaldığı, PFDK'nın 13.11.2008 tarihli kararlarında görülmektedir. Bırakın ceza almayı, kurula bile sevkedilmeyecek kadar masumdur ( ! ) aslında Arda Turan..

2 hafta önce Fenerbahçe-Bursaspor maçında Edu'nun hakem Tolga Özkalfa ile olan diyalogları neticesinde yardımcı hakeme top atmasına karşılık kırmızı kart isteyip "hakemlik müessesinin onurunu" sorgulayanlar, bir sonraki hafta Ankara'da oynanan Ankaragücü-Fenerbahçe Fortis Türkiye Kupası grup maçında, Colin Kazım'ın yardımcı hakem Alper Ulusoy'a söylediği sözleri küfür olarak kabul edip kırmızı kart çıkartan ve çıkarttıranlar, her ne hikmetse Arda Turan'ın Aleks Taşçıoğlu'na 1 metre yakınından ettiği küfürleri görmemiş, duymamış ve hissetmemişlerdir. Yani üç maymun oynanmaya devam etmektedir.

Türkiye Futbol Federasyonu´nun‚ FIFA ve UEFA disiplin talimatlarına uyum sağlamak amacıyla‚ Futbol Disiplin Talimatı´nın 30. maddesine "Takım halinde sportmenliğe aykırı hareket" başlığıyla eklediği hüküm şöyle:

"(1) Aşağıda belirtilen hususlar‚ takım halinde sportmenliğe aykırı hareketlerdir:

a) Müsabaka öncesinde‚ sırasında veya sonrasında takımın en az beş futbolcusunun hakem tarafından sarı veya kırmızı kartla cezalandırılması‚

b) Müsabaka öncesinde‚ sırasında veya sonrasında takımın en az üç futbolcusunun hakem tarafından müsabakadan ihraç edilmesi‚

c) Müsabaka öncesinde‚ sırasında veya sonrasında‚ birden fazla futbolcunun veya görevlinin birlikte hareket ederek bir müsabaka görevlisine hakaret etmesi‚ kararlarına karşı sportmenliğe aykırı şekilde itiraz ederek karşı çıkması‚ baskı kurmaya çalışması‚ tehdit etmesi‚ söz konusu kişiye karşı güç kullanması.

(2) Takım halinde sportmenliğe aykırı hareket eden profesyonel kulüplere Süper Lig için 20.000.-YTL´den 50.000.-YTL´ye‚ 1. Lig için 10.000.-YTL´den 25.000.-YTL´ye‚ 2. Lig için 5.000.-YTL´den 15.000.-YTL´ye‚ 3. Lig için 5.000.-YTL´den 10.000.-YTL´ye kadar para cezası verilir."

Sezon başında yürürlüğe giren ve bu sezondan itibaren geçerli olacağı duyurulan Futbol Disiplin Talimatının 30. maddesini 11.11.2008 tarihinde apar topar değiştirerek, her sarı kart için daha önce 4.000. YTL olan cezanın aniden 1.500.YTL ye indirilmesi ve bu toplantıdan bir gün önce oynanan Fenerbahçe-Galatasaray derbisinde Galatasarayın tam 7 oyuncusunun sarı kart gördüğünü hesaba katarsak, ayrıca Galatasaray seyircisinin Şükrü Saraçoğlu Stadı'na verdiği hasarın bedeli, resmi rakamlarca 15.000 YTL olarak açıklanmışken PFDK'nın bu hareketler nedeniyle Galatasaray Kulübü'ne sadece 10.000 YTL lik bir ceza verdiğini görmek çok ta ütopik bir düşünce değildir.

Geçtiğimiz sezon başında " 3 maç arka arkaya küfürden dolayı para cezası alan kulüplerin sahası otomatik olarak 1 maç kapatılır ve bu eylemi aynı sezon içerisinde 3 defa tekrarlayan kulüplerin 3 er puanı silinir" hükmünü, daha sezonun 5. haftası oynanmakta iken BJK'ya verilen 2 maçlık para cezalarının, İnönü Stadı'nda oynanan Gaziantepspor maçındaki taraftarların sürekli ve tempolu küfürlerinin de rapor edilmesini de gözönüne alan Türkiye Futbol Federasyonu, aniden bir gece yarısı daha önce 3 maç olarak açıkladığı küfür sınırlandırmasını, "5 maça çıkartarak" çözme yoluna gitmiş ve aldığı kararların arkasında nasıl pamuk ipliği ile bağlı olduğunu bir kez daha kamuoyuna göstermişti.

Şimdi yine benzer bir uygulama yapıldı ve gazete manşetlerine düşen "Cimbom'a ağır para cezası" haberinin detayı incelendiğinde ise, aslında bu para cezasının ağır değil de indirilmiş tarifeden uygulanan bir lütuf olduğu görülmektedir.

Tümer Metin ile Arda Turan'ı farklı algılayıp farklı yorumlayanlardan da başka birşey beklenemezdi esasında. Tümer Metin'in alkışlarıyla Arda Turan'ın küfürlerini bir tutan PFDK, ne kadar "adil" olduğunu bir kez daha kanıtladı.
Türk futbolunun yıllardır bir arpa boyu yol katedememesinin asıl nedenini sorgulayan yönetici pozisyonundaki "yönetilenler" almış oldukları bu "radikal kararların" ne kadar da "caydırıcı" olduğunu sonraki dönemlerde bir kez daha göreceklerdir.

Ayrıca, bütün bu düşünce ve hareket erozyonlarına uğrayan "lobiler ve lobicilerin" de bir an bile boş durmadıkları yine görülmüştür.
 
Toplam blog
: 39
: 1659
Kayıt tarihi
: 12.11.08
 
 

1973 doğumluyum, İstanbul'da ikamet etmekteyim. Özel sektörde görev yapmaktayım. Yaklaşık 5 yıldır..