Adıyamanlı Alevilerin tedirginliği!

Adıyaman merkez Karapınar Mahallesi sakinleri 27 Şubat 2012 Pazartesi günü uyandıklarında, kapı ve duvarlarına işaretler koyulduğunu görüyorlar.

Mahallede konuya dair bildirim ve şikâyetleri değerlendiren muhtar, yaklaşık 30 hanenin işaretlendiğini belirliyor.

Bu arada başka bir durum dikkat çekiyor. Evlerine işaret koyulanların çoğunun Alevi inancına mensup aileler oldukları ortaya çıkıyor.

Mağdur aileler, muhtarla birlikte olayın nedeni ve faillerinin bulunması talebiyle, ilgili makamlara başvuruda bulunuyorlar.

Güvenlik mensupları olay yerinde inceleme yaparak, elde ettikler bilgi ve bulguları kendilerince değerlendiriyorlar.

Kamuoyunu bilgilendirme işini ise Vali Ramazan Sodan yapıyor. Sodan, görevinde ciddi ve bu hususlara da duyarlı bir yöneticidir.

Açıklamasında elde edilen bilgilere dayanarak işaretlemenin çocuklar tarafından yapılmış olabileceği ihtimaline dikkat çekiyor.

Ancak Karapınar Mahallesi sakinlerinin olanlardan sonra, fazla rahat olduklarını söylemek mümkün değil!  

Her ne kadar Adıyaman’da bugüne kadar kundaklama” ve “öldürme” olayları yaşanmadıysa da, yine de Alevi vatandaşlar “işaretlenmeden” tedirginler!

Henüz nedeni belirlenmeyen bu işaretlenmenin, faillerinin kısa sürede bulunmasını ve olayın aydınlatılmasını bekliyorlar.

Yakın tarihte Maraş’ta, Sivas’ta ve Çorum’da yaşanmış kanlı olaylar ve bu olaylarda Alevi inancına mensup insanların kendilerini içinde buldukları vahşet,

Bir süre önce Ermeni vatandaşlara yönelik yapılan kışkırtmalar ve çıkan olaylar neticesinde saldırılara kurban verilen masum insanlar,

Tüm bu kötü tecrübeler ve yaptıkları çağrışımlar dikkate alınırsa, Adıyamanlı Alevilerin endişeleri son derece haklı.

Olanlar sadece ilimizdeki insanları değil, ülke genelinde hem Alevileri hem de diğer inanç mensuplarını son derece tedirgin eden bir durum.

Çünkü farklı inanç ve etnik aidiyetlerden oluşan ülke insanı, böyle durumlarda dedikodularla veya kışkırtıcı açıklamalarla kolayca tahrik oluyor/olabiliyor.

O nedenle bu olayda sadece “bir şey olmaz” ya da “yapılanlar çocuk işine benziyor” açıklamalarıyla yetinmek eksik kalır.

İşin ciddiyeti dikkate alındığında, olayın kısa sürede aydınlatılması ve böylece endişeli vatandaşların rahatlatılması gerekir.

Öte yandan her ne amaçla olursa olsun, “kardeşliği ve birlikteliği” zedeleyen söz ve davranışlardan herkesin özenle kaçınması gerekir.

Yoksa bu gün önemsemeyerek, “bir şey olmaz” dediğimiz basit gibi görünen olaylar, yarın “beklenmedik” sıkıntılara yol açabilirler.

Bunu hepimizin bilmesinde büyük fayda var!