Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mart '12

 
Kategori
İnançlar
 

Affetmek Büyüklüktür

 “De ki: “ Ey haddi aşarak nefislerine karşı israf etmiş olan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü Allah, bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.”[1] 
Allah’ın kullarını affetmesi; kullarına verdiği değeri ve Kendi yüceliğini gösterir. 
 
İnsan hata işlemeye müsait yaratılmıştır. İnsan kusurludur. Dolayısıyla gerek Allah’a gerekse insanlara karşı hataları olur. Hatasız, kusursuz olan yalnız Allah’tır. İnsan hiç günah işlemeseydi, tövbeye yönelmez ve Alllah’tan bağışlanma dileyerek Allah’ın tek Rab olduğunu fiili olarak ifade edemezdi. 
Müslim’de geçen bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (s.a.v) bu hakikati şöyle bize bildirmektedir: “Eğer siz günah işlemeseydiniz, Allah sizi helak eder ve yerinize, günah işleyip, peşinden tövbe eden kullar yaratırdı.”Küfürde ileri gidilmediği müddetçe Allah tövbeleri çok çok bağışlar; çünkü O Tevvâb’dır, Rahman ve Rahim’dir.Bu konu kutsi bir hadiste şöyle bildirilir: “Allah-u Teâlâ mahlûkatı yaratacağı zaman, Kendi katında, arşın üstünde bulunan (kitabına): “Hiç şüphesiz, rahmetim gazabımı geçti.”[2]  diye yazdı. İnsan, Allah’a karşı günah işlediğinde önce günahının farkına varır, sonra pişmanlık duyar ve bağışlanmak için af diler. Bunu Yüce Rabb’imiz; Kuran’da bize bildirir: “Sonra şüphe yok ki Rabb’in, bir cahillikle günah işleyip ardından tövbe eden ve durumunu düzelten kimseleri bağışlar. Şüphesiz ki Rabb’in, bu tövbeden sonra Gafurdur, Rahîmdir. (çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir)”[3] 
Kişi günah işlediği zaman Allah kulunun ruhuna sıkıntı verir. Bunun sonucu kul vicdan azabı çekerek suçunun farkına varır. Ancak Allah’tan af dileyerek bu sıkıntıdan kurtulabilir. “Allah’tan bağışlanmanı dile. Şüphesiz, Allah bağışlayıcıdır, esirgeyicidir.”[4] Allah, şanı gereği dilediği kişilerin günahlarını affeder. yeter ki şirk koşmamış olsun. “Doğrusu Allah, Kendi’sine ortak koşulmasını asla affetmez. Ondan başkasını (diğer günahları) ise, dilediği kimseler için bağışlar ve mağfiret buyurur. Her kim Allah’a şirk koşarsa gerçekten pek büyük bir günah ile iftira etmiş olur.”[5] İnsanın dürüstlüğü ve samimiyeti en başta aranan iki özelliktir din hususunda. Allah samimi bir şekilde af dilememizi ister: “Ey iman edenler! Samimi bir tövbe ile Allah’a dönün. Umulur ki Rabb’iniz sizin kötülüklerinizi örter, Peygamber’i ve O’nunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde Allah sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar. Çünkü onların nurları, önlerinde ve yanlarında koşar da, ‘Ey Rab’imiz! Nurumuzu tamamla, bizi bağışla, çünkü Sen her şeye kadirsin.’ derler.”[6] 
 
İnsanların birbirlerine karşı birçok hataları olur. Özür dileyip gönül alarak sorunları en kısa zamanda çözmelidirler. Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurdu: “Birbirinizle ilginizi kesmeyiniz, sırt dönmeyiniz, kin tutmayınız ve haset etmeyiniz. Ey Allah’ın kulları kardeş olunuz. Bir Müslüman’ın, din kardeşini üç günden fazla terk edip küs durması helâl değildir.”[7] 
Kişinin insanları üzerek, kırarak, haklarına girerek Allah’ın sevgisini kazanması mümkün değildir. Yunus Emre’nin de dediği gibi: “Aksakallı pir hoca/ Bilemez hali nice/ Emek vermesin hacca/ Bir gönül yıkar ise.” Özür dileyen suçunu bilmeli, bunun pişmanlığını yaşamalı ki dilediği özür sahici olsun. Dilden söylenen özür, kırılan gönlü tamir etmez. Hal ile de bu özrü göstermelidir. Kişinin daha iyi bir insan olabilmesi için; hatalarının farkına varması, bunlara üzülmesi ve düzeltmesi gerekir. 
Kötülük yapana kısas yapmak kişinin hakkıdır, ama affedeni mükâfatlandıracağını Allah şöyle bildiriyor: “Kötülüğün cezası, onun benzeri bir kötülüktür. Kim de kendisine kötülük yapanı affeder ve (onunla arasındaki ilişkileri) düzeltirse, bunun ödülü Allah’a aittir. O kesinlikle zalimleri sevmez.”[8] 
Olumsuz duygular, düşünceler kişileri ruhen ve bedenen hasta eder. Barış olduğunda; özür dileyenle affeden kişi arasındaki tüm olumsuz duygular kalkar, yerini yeniden sevgi alır. İnsanın mutlu olması sevmekten ve sevilmekten geçer. Allah kötüleri ve kafirleri cezalandırmakta acele etmez.  Çünkü onlara tövbe için fırsat verir. Lakin bu fırsatı değerlendirmeyenlerin kalbini mühürler ve tövbelerini asla kabul etmez etmez. Allah haddini aşanları sevmez. Mühlet verir. 
 
Bunu bizlere şöyle bildirir: “Senin Rabb’in, çok bağışlayandır, merhamet sahibidir. Eğer O, onları yapıp kazandıklarından dolayı, hemen cezalandırıverecek olsaydı, elbette haklarında azabı hemen gerçekleştirirdi. Fakat onlar için belirlenmiş bir süre vardır. O gelince, hiçbir kurtuluş yolu bulamazlar.”[9] 
Affetmek, affedeni; özür dilemek, dileyeni yüceltir. Takva sahiplerinin özellikleri arasında affetmek vardır. “Onlar, bollukta ve darlıkta Allah için harcarlar, öfkelerini yutarlar, insanları affederler. Allah iyilik edenleri sever.”[10] Allah, kullarını bağışlamak için çok sebep yaratmıştır, yeter ki kulun niyeti iyi olsun. Buna örnek bir hadis: “Kim güzelce abdest alır, sonra da iki rekât namaz kılar ve namazında gaflete yer vermezse Allah, geçmiş günahlarını mağfiret buyurur.”[11] Yine başka bir hadiste “Mümin kişiye bir ağrı, bir yorgunluk, bir hastalık, bir üzüntü hatta ufak tasa isabet edecek olsa, Allah onun sebebiyle müminin günahından bir kısmını mağfiret buyurur.”[12] Her türlü suçun affedileceğini bilmek tabii ki bizi korkmadan suç işlemeye götürmemeli ve doğru yolu bulmakta da acele etmeliyiz. Allah; son anda ölüm döşeğinde af dilemenin de geçerli olmadığını bizi uyararak bildiriyor: “Yoksa günah işleyip de kendisine ölüm gelince: “İşte ben şimdi tövbe ettim.” diyen kimselerin tövbesi kabul edilmez. Kâfir olarak ölenlerin de tövbeleri kabul edilmez. İşte bunlara ahrette can yakıcı bir azap hazırlamışızdır.”[13] Günah işlemeseydi insan, Allah’tan özür dilemeyecek, O’nun büyüklüğüne, affına, merhametine sığınmayacaktı. Boyun bükerek eksikliğini bilmeyecekti. Kul kendi kusurlarını gördükçe, Allah’ın ne kadar mükemmel olduğunun farkına varır. İşlediğimiz günahların affı için O’nun affına, engin merhametine sığınırız. 
 
Rabbim, hatalarımızın farkına varıp, düzelterek, razı olduğu kullarından olmamızı nasip etsin, âmin. 
 
 
 
 
1-Zümer Suresi 53. Ayet 2-Buhari (7453) 3-Nahl Suresi 119. Ayet 4-Nisa Suresi 106. Ayet 5-Nisa Suresi 48. Ayet 6-Tahrim Suresi 8. Ayet 7-Buhari, Edeb 57, 58, 62. 8-Şûrâ Suresi 40. Ayet 9-Kehf Suresi 58. Ayet 10-Al-i İmran Suresi 134. Ayet 11-Ebu Davud, Salat 162, (905) 12-Buhari, Marda (1) 13-Nisa Suresi 18. Ayet 
 
 
Toplam blog
: 16
: 2655
Kayıt tarihi
: 26.01.09
 
 

Senirkentlidir. Nazillide doğdu.Emekli öğretmendir. Muammer Can ile evlidir.   Eserleri: Yaz Kamp..