Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ekim '13

 
Kategori
Siyaset
 

Ağla kardeşim.. Ağla..

Bunları da bil kardeşim. Sonra ağlama.

Düşünmeden, yararına olduğunu zannettiğin birkaç küçük menfaat için geleceğini satıyorsun.

Sonra da sana dokundukları zaman ağlıyorsun.

Ağla kardeşim ağla, zavallılığına ağla.

Bir İngiliz gazetesi diyor ki;

Verilen cevaba göre Suriye’de muhaliflerin durumu şudur:

Suriye’de El Kaide’ye doğrudan bağlı 10 bin kadar savaşçı var.

El Kaide’ye bağlı savaşçıların büyük bölümü yabancı...

Suriye’deki silahlı muhaliflerin 30– 35 bini aşırı uçtaki İslamcılar.

Aşırı uçtaki İslamcılar, şimdilik Suriye savaşına odaklanmış olsalar da daha geniş kapsamlı uluslararası bir mücadeleden yanalar.

Suriye’de silahlı mücadele içinde olan 30 bine yakın ılımlı İslami karaktere sahip direnişçi de var.

Suriye direnişinde laik ve milliyetçi grupların sayısı ise bir hayli az.

Eğer bu veriler doğruysa sonuç şudur: Suriye direnişinde ana gövdeyi koyu dinciler yani yobazlar oluşturuyor.

Batı’nın “Esad’ı devirme”,  “muhaliflere destek çıkma” ya da “havadan bombalama” konusunda neden isteksiz kaldığı sorusunun cevabı da galiba bu sonuçta gizli. Bunları bilin diye yazdım.

Bakın küçük bir örnek daha veriyorum..

Zonguldak ve Çatalağzı’nda faaliyeti devam eden termik santral ve yapımı planlanan santraller için bölge halkı tepkili.

Termik santrallerin olduğu bölgede yaşayanlar, başta çocuklar olmak üzere astım, kronik bronşit ve kanser gibi hastalıklarla karşı karşıya kalınmasından dolayı isyan ediyor.

Topraklarının, sularının ve havalarının kirlendiğini söylüyor.

Ama öte yanda bunları yapanlara bilgisizlikten oy veriyorlar.

Çatalağzı Belediyesi AKP tarafından yönetiliyor.

Yani bölge halkı verdikleri oylarla termik santrallerin yapılması için çalışmalar yapan bir partiyi belediye yönetimine getirmiş oldu.

Bu durumda aklıma, Nazım Hikmet Ran’ın şu şiiri geliyor:

Akrep gibisin kardeşim,

korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.

Serçe gibisin kardeşim,

serçenin telaşı içindesin.

Midye gibisin kardeşim,

midye gibi kapalı, rahat.

Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi

korkunçsun, kardeşim.

Bir değil,beş değil,

yüz milyonlarlasın maalesef.

Koyun gibisin kardeşim,koyun

gocuklu celep kaldırınca sopasını

sürüye katılıverirsin hemen

ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.

Dünyanın en tuhaf mahlûkusun yani,

hani şu derya içre olup

deryayı bilmeyen balıktan da tuhaf.

Ve bu dünyada, bu zulüm

senin sayende.

Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer

ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak

kabahat senin,senin

— demeğe de dilim varmıyor ama —

kabahatin çoğu senin, canım kardeşim!

Demek ki 70 sene öncede böyleymiş.

Şimdi de böyle..

Şimdi bu duruma isyan edeceğine, zamanında aklını başına alıp oyunu ona göre kullansaydın kardeşim. 

ozcanvural33@hotmail.com

 
Toplam blog
: 453
: 1059
Kayıt tarihi
: 24.07.06
 
 

1933 Kayseri'de doğdum. Kayseri Lisesi Ankara Veteriner Fakültesi, İstanbul Üniversitesi Diş Heki..