Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Haziran '12

 
Kategori
Deneme
 

Ağlama gökyüzü! Hayat bu kadar!!!

Ağlama gökyüzü! Hayat bu kadar!!!
 

internetten alıntı


 

‘’SİMGE GÖKÇİN’’in anısına…

Çaresiz

Tesellisiz

Oysa! Umutla ümit kol kola, sevinci de yanımıza almış ne büyük hayallerle koyulmuştuk yola. İzmir’e doğru…

Yollar uzun, yollar dar, bitmek bitmemişti bir türlü. Heyecan çırpınıyordu, kanat sesleri duyuluyordu derinden derinden.

Sonu hüsran, sonu özlem, sonu yok…

Güneş şarabi kızıllığı ile günü terk ederken her gün düne. Bir garip olur kadın yüreğim. Elemlenir, boyun büker, büklüm büklüm boğulur. İşte yine bir gün gitti diye bakar kalır ardından. Ne giden gün gelir geriye, ne yaşananlar, ne de bir bir kırılan hayaller. Toz olur, uçar gider. Rüzgâr savurur…

Kelimelere tutunurum.

Binlerce acaba doğar içimde!

Ay yalnız, yıldızlar bile terk etmiş insafsızca. Yoksa! Yoksa onlar da mı ağlıyorlar ne?

Belki de günün acısı yansımış yüzlerine.

Saklanmışlar evrenin derinliklerine!

''Hatırlarsın'' dediler… ''Hatırla bak! Sen çok severdin. Düştüğünde ilk sen koşardın. Sarılır, sarmalar, gözyaşlarını sevgiyle silerdin.''

Hayır! Gri hücrelerim bu kez bana itaat etmemek için direndiler.

Usum isyanlarda, ısrarda hatırlamamak da!

Hatırlamaz olur mu? Bu kalp seni unutur mu?

Unutmadı! Unutmayacak da!

Gözlerim daldı gitti hatıralara…

Çırpındıkça, battı… Battıkça çırpındı… Dayanamadım…

Deprem oldu Buca’da. Sel oldu gözyaşları, şarıl şarıl aktı sokaklarda. Yıkıntıların arasında her birimiz, birbirimizin yüzüne bakmaya zorlandık da! Ağlamaktan hiç utanmadık…

Çöktü sema üzerimize, umut, ümit, sevinç terk eyledi gönülleri.

Bir değil üç canı terk eyledik sonsuzluğa…

Ne ilk gidenlerdi, ne de son… Kimleri yitirmemişti ki bu yürek de! Kimler için sıra sıra yaş dökmemişti de! Bu kez dayanamadı, ne yürek, ne beden…

Gençliğin, güzelliğin SİMGE’siydi. Minik elleri yıllar önce elimdeydi.

Tüm elem yüklendi, biçare gönlüme, gönüllere…

Uzun zaman oldu… Hatırlamıyorum! Gün doğumunu izlememiştim ne zamandır an be an!

Nefesim daraldı!

ÖLÜM!!! Şah damarımdan da yakınsın bana...

Belki yarın... Belki yarından da yakın...

UNUTMA!

Gerçekler var!

Ölüm en büyük gerçek!

Sen olsan da olmasan da Güneş yine doğacak yeni güne! Yine yeniden yeni duygularla… Kimine umutlarla, kimine sevgiyle, kimine aşkla, kimine kederle, kiminin de yıkık duygularının üzerine; hem de tüm haşmetiyle!

Bazıları karşılayacak, her yeni günü… Bazıları…

Meçhule giden yolda… Yitirdim asla kaybetmem dediğim umut dolu duygularımı…

Hayallerimle, umutla, sevinçle, ümitlerimle harç karıp kurduğum duvarların yıkıntıları altında kaldım.

Biçare!

Tesellisiz!

Hayat devam ediyor, bize sunduklarıyla… Bu kadar…

Ne verdi ise ‘’O’’ kadar!

‘’Hayat bir masalmış!

Bu masalı bazıları acı, bazıları tatlı yaşarmış!

Bazıları da umudunu yitirir!

Hayal kırıklıklarının ardına saklanırmış!’’ AAK

 

 

Ayşen Arslangiray Kura

26 Haziranda/Buca’dan

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 533
: 1375
Kayıt tarihi
: 14.11.10
 
 

Aydoğdu; kızgın güneşinde Ağustos'un, sararmıştı altın sarısı başaklar. Kırlangıçların göç dansın..